Bu gerçekten Evren mi acaba diye düşünüp duruyorum. İnanılmaz!
Benim de bazı şüphelerim yok değil bu konuda
Geriye dönüp yaptığım analiz sonucunda belirlediğim etkenleri listelersek:
-
etkisi kesinlikle küçümsenemez, ciddi anlamda bir motivasyon ve destek sağlıyor bu ortam ve tüm arkadaşlar
-Sıcaklık/iklim baskısı
: Geçen sene Hurricane ile yaşadığım şeyi Pantherde tekrar etmek istemiyorum, bunca emek sonrası tek uçuşla sezonu kapatmak istemiyorum. Tabi maiden uçuşta tamiratı ciddi zaman alacak yada imkansız olacak bir kırım yaşanırssa o ayrı, ama onun dışında en azından modele ve motora alışmaya yetecek kadar uçmak istiyorum, mesela şu 20 litre Jet A-1 bitsin sıcaklar bastırmadan, hedefim bu. Bilinçaltında ve beynin arka planında bu olunca tüm boş vaktin panthere kaydırılması da daha kolay oluyor. Bazen elime bir plastik maket alıyorum ya şuna iki dakika bişey yapayım diye düşünürken kenardaki 20 litrelik yakıt bidonu gözüme ilişiyor, hemen maketi bırakıp pantere yöneliyorum
Araya bir tek Kalas Kobra gövdesi soktum malumunuz, o da bu senenin uçuşlarındaki keyif katsayısını arttırmak amaçlıydı ve pantherden çaldığım toplam süre 5-6 saati geçmez
Türkiye'deyken ne zaman olsa maiden yapabileceğimi ve uçabileceğimi (ya da hiç uçamayacağımı) bildiğim için inşaat konusunda da daha umursamaz oluyordum, haliyle işler de çok daha yavaş ilerliyordu. Tabiki atolye zamanının çoğunluğunun da arkadaşlarla laklak yaparak geçmesi (ki inşaattan da keyiflidir) de inşaatların yavaş olmasına neden oluyordu. Ama iş sıkıya gelince oradayken de sağlam iş çıkartabiliyordum, yani potansiyel hep mevcuttu da eşik enerjisini aşıp o potansiyeli harekete geçirmek kolay değildi. Bir örnek; malum planör yarışmacısıydım, yarışmalarda kullandığım iki tane 2m planörüm vardı, birisi ağır miles, diğeri de hafif miles, sakin havalarda hafifle, rüzgarlı havalarda da ağırla yarışıyordum, yani aslında bu modeller birbirlerinin yedekleri değillerdi tam olarak. Ve bir Eskişehir yarışmasında ağır milesımı İnönünün C tepesi yamaçlarında biryerlere çaktım, alet tamiri imkansız bir şekilde parçalandı. Zaten 5 yıldır o meretle yarıştığım için modelin kaybı fazla bir üzüntü yaratmadı ama esas sorun 3 hafta sonra İstanbul Riva'da sezonun son ve en önemli yarışmasının olması, ve Riva sahasının da o mevsimde rüzgarıyla meşhur olmasıydı. Yeni bir ağır model yapmaktan başka çarem yoktu yani, ve sıkı bir çalışmayla 2 hafta sonra sahaların görüp görebildiği en sağlam ve rüzgarlı hava performansı en iyi olan miles hazırdı. hem de cam elyafı kaplamalı, boyamalı falan
-atolyenin ev içinde olması: Bu çift taraflı bir konu aslında, hem ev içinde hem de dışarda atolyede çalışmayı tecrübe ettim, her ikisinin de önemli avantaj dezavantajları var. Ev içinde atolyenin en büyük dezavantajı gürültü/toz/koku sınırlaması. Yukarda Hakan Bey'in de yazdığı gibi ev ortamları dahilinde, yapmamız gereken pek çok şey "sakıncalı" olabiliyor, ya çok gürültülü, ya çok tozlu, ya da çok kokulu olabiliyor. Ama öte yandan, çalışma ortamının ev içinde olması aynı zamanda "ya şu mereti 5 dakika bir okşayayıp, şurasını yapıp burasını düzeltip geleyim" deme şansını sağlıyor. Tam yatmadan önce yada sabah kalkınca işe gitmeden önce ufak tefek de olsa birşeyler yapabilmeye olanak sağlıyor. Panther (ve Hurricane) inşaatlarımda da bu küçük dokunuşların etkisi büyük oldu.
Teşekkürler
Ah o gürültü
şu ara ben şanslıyım, üst katımız boş, alt zaten otopark, atolye yaptığım odanın dış duvarı da apartman girişi, yani üst kat dışında herhangi bir yabancıyla ortak duvar yok, onlar da olmayınca şu an gönlümce gürültü yapabiliyorum, ev halkı rahatsız olmuyorsa sorun yok demektir
Ama İstanbuldaki evde çalıştığım oda hem alt hem de üst komşuya sahipti, ve tünel kalıp betonarme ev olduğu için de ses izolasyonu hakgetire, aynen dediğiniz gibi 3 kat yukardaki ya da aşağıdaki adam öksürse sanki yan odada biri öksürmüş gibi oluyordu
iki çekiç darbesi mutlak ya alttan ya üstten gelen tak tak tak darbeleriyle tamamlanıyordu
Akıl vermek gibi olmasın ama, metal kesmek için olan daha ince dişli bir testere kullanarak ve kestiğiniz ana tahtanın altına ve üstüne birer balsa yada benzeri yumuşak ağaçla destek yaparak testere cayırtısını azaltmanız mümkün olacaktır
Teşekkürler Rasim, nazar boncuğu iyi fikir, ekleyelim biryerlere
Geceyle de çok uyumlu görünüyor gri astar. Acaba böyle mi kalsa? Gece uçarsınız, hatalar görünmez!
Sümer abi bir el atıp uygun bir ışıklandırma procesi yaparsa neden olmasın
Teknik şartname şöyle olabilir:
- sistem uçağın sağı, solu, önü, arkası, altı ve üstünün 500-600 metre uzaklıktan bile ayırt edilmesini sağlayacak şiddet ve renk skalasında bir ışıklandırma sağlamalı
- sisteme entegre olarak yer alacak olan hava hızı sensöründe tanımlanan bir eşik değerin altına inildiğinde pilotu uyaracak bir yanıp sönme sekansı devreye girmeli (gece uçuşlarında görsel olarak hız tayini çok zorlaşır)
-sisteme entegre olan "hücum açısı sensörü" ünden gelecek verilere göre kritik hücum açısına yaklaşıldığında yukarıdakiden daha farklı bir çakma sekansıyla pilotu uyaran bir sistem olmalı
-sisteme entegre barometrik altimetreden gelen verilerle, iniş takımları ve flaplar aşağıdayken model yerden 25m ve daha düşük irtifalardayken devreye giren ve yaklaşık 45 derece ile modelin önüne ve aşağı doğru bakan powerled projektörler içermeli.
-sistem 2S lipo ile doğrudan çalışmalı
-sistem ağırlığı tüm sensörler, kablolama, piller ve ışıklar dahil 250 gramı aşmamalı
-ışıklar ve sistemin diğer elemanları modelin aerodinamik özelliklerini etkilemeyecek şekilde monte edilebilmeli.
-maliyet 250TL'yi aşmamalı (Ummana kargo dahil)