Nerde kalmıştık...
Şöyle üç haftalık bir güncelleme yapalım...
21 Mayısta resmi olarak uçma yetkisi alınca Ummandaki filodaki uçakları teker teker elden geçirip uçabilir hale getireyim dedim. İlk iş olarak da epeydir aklımda olan Lippisch P.13a vardı. Bir önceki evdeyken tüm parçalarını yeniden basmıştım ama montajını yapmamıştım. Bekleme/taşınma sırasında bir parça fena halde çarpılmış, ama onun dışındakiler iyi durumdaydı, 27 Mayıs cumartesi sabahı giriştim merete, çarpılan parçayı yeniden basıp uçağı toparlayıp eski uçaktaki ekipmanları da yeniye aktarıp ertesi günkü uçuşa hazır hale getirebildim. Kontrol yüzeylerinde aynı servolar ve aynı kontrol çubukları kullanıldı, alıcı da aynı olunca kumandadaki eski model ayarlarında sadece nötr noktalarına ince ayar yaptım, herşey aynı eskisi gibi oldu (sanmıştım!). 1/10 Me 262 için yeni aldığım pilleri de şarj edip modelleri (Acrowot Mk2 de demirbaş oldu birnevi) arabaya yükleyip Deniz ile birlikte sahanın yolunu tuttuk.
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu meretin ilk uçuşunun sakin olmasını bekliyordum, sonuçta Umman'da epey uçurmuştum, elim gözüm alışmıştı, orta-sert bir rüzgar da vardı, elden atmayı kolaylaştırıyor, tüm koşullar süper, üstelik 1300 yerine 1800 m Ah lik pil var, Ummandaki gibi 1.5 dakika içinde inişe gelme mecburiyeti de yok. (Modelin 1800 mAh pilin ağırlığı ile de sorunsuz uçabildiğini de biliyoruz).
Velhasıl, vakit gelince pist kenarında yerimi aldım, zaten model gören herkesin dikkatini çekmişti "deli oyuncağı" olarak, herkes merakla bekliyordu uçuşunu, haliyle bir sürü göz de var üzerimizde (Zamanında
@M. Ozan ÖZALTUNOĞLU gerisini İngilizler düşünsün demişti di mi
)
Neyse gazı açıp modeli elden attım, ilk başta güzel bir tırmanmaya başladı ama baktım trimler felaket, rehavetle başlayan uçuş bir anda renk değiştirdi, meret gittikçe kontrolsüzleşmeye başladı, üstelik garip bir şekilde elevatör komutlarında yatış ekseninde tepkiler de veriyordu. O mmücadele sırasında, tamamen istem dışı bir şekilde model rüzgar altına doğru döndü ve rüzgarın da şiddetiyle gittikçe uzaklaşmaya başladı. Elevatör komutlarında yatış tepkisi de geldiğini farkettiğim için daha temkinli (yavaş ve az az) elevatör kontrolü vermeye başlamıştım, bu arada model önce epey bir tırmanışa geçti, temkinli müdahele de yeterince hızlı olamadığı için stall olup pistin rüzgaraltı başına doğru dalışa geçti, yine yavaş ama sakince elevatör verip gerektiğince de aileronla destekleyerek dalıştan çıkardım, takip eden tırmanışa daha hazırlıklı olduğum için de stalla girmeden durdurup hafif burun ezip soldan geniş bir dönüşle tekrar piste doğru yönlendirebildim ve sorunsuz bir şekilde piste getirip indirebildim.
Tüm bu olaylar epey kısa süreded gelişti ama hem modelin hızı hem de rüzgarın etkisiyle epey uçağa sürüklendi, modelin tipi (veya tipsizliği) ve de komple masmavi olması nedeniyle de oryantasyon açısından hayli zor bir durum oldu, yıllarca planör uçurmuş olmanın kazandırdığı beceriler devreye girip modeli kurtardı diyebiliriz.
Ben modelle savaşırken biyandan da ister istemez arkadakilerin konuşmalarını duyuyordum
Özellikle pistin ucuna doğru olan ilk dalışta epey bir ooooo sesi yükseldi, sonrasında model gittikçe uzaklaştıkça ümitsiz tonda söylenen "model gitti" sözleri sonrasında "lann, geri mi geliyor, evet geri geliyor" benzeri heyecanlı ve şaşkın ifadelere dönüştü, modeli indirdikten az sonra da bir alkış tufanı koptu
Deniz de o sırada pit alanında telefonla videoya çekmeye çalışıyormuş uçuşu, farkında değildim hiç. Ben de kafama Goproyu takmamıştım yani eldeki tek video Deniz,in çekebildikleri oldu. Derleyip instagrama koymuştum.. Uçak net seçilemese de fikir veriyor. Malesef en önemli iki kısmı çekememiş, ilk elden atma kısmı yok, ve tam alkış tufanının başında durdurmuş videoyu
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Velhasıl, kalp atışları normal seviyeye geriledikten sonra modeli incelediğimde farkettim ki elevatör komutları belli bir noktadan sonra iki tarafta eşit olmayan hatta epey farklı bir harekete neden oluyor (Servo-kontrol yüzeyi bağlantısı geometrisinin önemi 101). Yerde yaptığım bir miktar ince ayar vs sonrası modeli ikinci sortiye çıkardım, bu sefer daha iyi olsa da yine tam istediğim gibi olmadı (en azından kontrollü bir uçuş oldu). Bir tur daha ince ayar yaptıktan sonra üçüncü sortide tam istediğim gibi kontrollü ve keyifli bir ayar tutturabildim. 4. sorti tam keyif uçuşu olacak derken model elden çıktıntan sonra bir türlü tırmanamadı ve piste geri oturdu, ufak tefek çatlaklar oluştu, hadi dedim tamir ederim sahada, ama tamirat sonrası da sonuç aynı oldu, ciddi bir güç kaybı vardı modelde ben de artık atolyede bakarım diyip uçuştan çektim mereti. Sonradan yaptğım incelemelerde fanın yerinde bir miktar oynadığını haliyle boşluk oluştuğunu, bu sebeple tam güç veremediğini farkettim. İlave olarak da her inişten sonra motorun içi ot doluyordu, ne kadar temizlenirse temizlensin bir miktar otun gözlerden uzak yerlerde sıkışabildiğini farkettim, bunların da güç kaybında etkisi olmuş olabilir.
Umman'da uçururken çimen bir pistte bu modelin çok daha keyifli olabileceğini düşünüyordum, malesef kazın ayağı pek öyle değilmiş... Bu aynı zamanda Me262 için de iyi bir tecrübe oldu, zira iniş takımları olmadan uçurma fikrini tamamen rafa kaldırdım (iyi ki zamanında retractlar için gereken altyapıyı eklemişim!) O meretle de motor podları üzerine yapılan her iniş motorların ot dolmasına neden olurmuş..
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Lippisch beklenen keyfi vermeyince bir sonraki hafta için Lepistesi EDF'ye çevirip götürsem mi acaba dedim. Elimde bir tane dandik 90 mm lik fan vardı. Gücü epey düşük ama fazla akım çekmediği için tek bir pille beslersem model de hafif olur, belki uçar diye düşündüm (bunu tasarımcıyla bikaç kere konuşmuştuk, denemek kafamda vardı epeydir). Modelin türbinle ilgili herşeyini söktüm, elimdeki EDFyi monte etmek için gereken parçaları tasarlayıp bastım ve monte ettim. (Detayları kendi konu başlığında paylaşacağım). Sonuçta model 6.2 kg a bitti (Türbin versiyonunun kalkış ağırlığı 7.6 kgdı).
Bitmiş haliyle veriler 136 watt/lb, ve 0.43 itki/ağırlık şeklindeydi, bu rakamlar pek de parlak olmasa da uçabilirlik sınırları dahilindeler o yüzden denemeye karar verdim. En büyük çekincem itişin çimen pistteki kalkış koşusu için yeterli olmaması ihtimali idi. Belli bir hıza ulaştıktan sonra zaten kanatlar yükü sırtlanmaya başladığı için sorun olmaz ama o hıza ulaşabilip ulaşamayacağı konusunda pek net bir fikir üretemiyordum. En kötü uçmayız ne olacak diyip geçen pazar günü yine Acrowot ile birlikte Lepistesi sahaya götürdüm, ve tam da tahmin ettiğim gibi motorun itişi modeli anca "taksi hızıına" çıkarabildi
Malum bu meretin ön dikmesiyle sürekli sorun yaşıyordum, uçmayacağı netleşti bari ön dikmenin bozuuk zemine dayaıp dayanmayacağını göreyim dedim, bir miktar taksi testi sonunda o da kırılınca "tamam uçuş açısından kıt ama öğrenim açısından kazançlı bir deneme oldu" diyerekten kendimi avuttum. Video olmasa da en azından bikaç foto çektik.
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Elimde daha küçük (80mm) ama daha güçlü bir EDF var, ama butun dikmesini halletmeden o mereti takmanın bir anlamı yok. Burun dikmesi için artık ya alumiyumdan işleme ya da "carbon forging" denilen yöntemle (
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
) yapmak şart. Zaten Türbin versiyonu için de birinden birisini yapmam gerekliydi. Ama malesef çok yakında sürücü ehliyetim geçersiz hale gelecek ve tekrar ne zaman araba kullanabilecceğim büyük bir soru işareti (6 ayı bulabilir diyenler var) yani epey bir süre uçuşa gidemiyor olacağım, o yüzden kısa vadede lepistesi havada görmek pek mümkün görünmüyor...
Bu iki haftasonu uçuşunun en büyük kazancı Deniz'in uçuşa olan ilgisinin artması oldu diyebilirim. Tam bir yer personeli şeklinde Acrowot'un tüm hazırlıklarını izleyip öğrendi ve kendi başına yapar hale geldi. Bir yerden sonra uçağı nasıl kontrol ettiğime dair sorular sormaya başladı, model yerdeyken kumandayı eline alıp çubuklardaki hareketlere modelin kontrol yüzeylerinin verdiği hareketleri gözlemledi. Bu hareketlere havada modelin nasıl tepki verdiği hakkında sorular sordu falan. Hatta iki uçuşta ben yerde diz çökmüş halde uçurdum uçağı, o da yanımda durup hem parmaklarımı hem uçağı izleyebildi. Zaten sonraki hafta da kulübün eğitmenlerine gidip ben uçak uçurmayı öğrenmek istiyorum dedi. Hemen üyelik işlemlerine başladık
kulübün en genç üyesi olarak tarihe geçecek
ama eğitim uçuşlarına başlaması için yine bu ehliyet sorunsalı var önümüzde. O zamanı simulatörde çalışarak değerlendirmek de faydalı olacaktır tabii ki.