- Katılım
- 30 Kas 2014
- Mesajlar
- 4,657
- Tepkime puanı
- 20,082
- Yaş
- 47
- Konum
- Wallingford / İngiltere
- İlgi Alanı
- Uçak
Türk Hava Kuvvetleri Hawker Hurricane Mk2C Trop İnşaatı
Berke teşekkür ederim güzel sözlerin için, uçağın son halini ben de çok merak ediyorum
Yine yanlışın var abim kübik kanat yükünü benden öğrenmedin, benden "duydun" sonra gidip kendin araştırdın kafa patlattın ve benden daha iyi öğrendin
Tam bu sabah girip en azından bir bilgilendirme yapayım ayıp oldu herkese diyordum ki zaten fırçayı yemişim
Tahmin edersiniz ki aynı bu modelin inşaatı için yaptığım çalışma planının bir benzeri de iş için var, o planda bazı işler sarpa sarınca "bu tarafa" ayıracak fazla vakit kalmadı malesef. İş için yoğun seyahatler, sıcakta güneş altında yapılan şantiye ve mevcut liman ziyaretleri neredeyse tüm enerjimi alıyor, üzerine her seyahat ofisten uzak olmak anlamına gelse de ofis işlerinden kurtarmama vesile olmuyor, haliyle onlar da birikiyor
Modelle ilgili gelişmeler var tabiki tamamen yerinde saymıyor ama kayda değer şeyler değil. Pazar günü tahmin ettiğim gibi siparişler elime ulaştı ve flaplar için ihtiyaç duyduğum uzun aluminyum boruları hazırlayıp tüm falpların montajına başladım. Ama o arada yapısal açıdan ciddi bir soruna yol açabilecek bir şeyi farkettim, öyle ki havada tüm kanadın gövdeden ayrılmasına neden olabilecek ciddiyette bir sorun, haliyle biraz yavaşlayıp o sorunu bertaraf etmeden ilerlemek istemedim. bir iki alternatif çözüm yöntemi düşündüm ama üzerinde dikkatlice kafa patlatmam gereken bir mevzu olduğu için, şu aralar da kafa çok salim olmadığı için karar ve uygulamayı aceleye getirmek istemiyorum.
Öte yandan, kanat inşaatında yaşanan sorunla hemen hemen eş zamanlı olarak gövde inşaatı, daha doğrusu kaplaması için, tamamen şans eseri olumlu bir gelişme oldu. Daha önce Ömer Bey,in sorusu üzerine açıklamıştım, kaplama olarak "skyloft" kullanmayı planlıyorum diye. Ama bu kaplamanın gövdeye tutturulabilmesi için (ve sonra dokusunun doldurularak boyaya hazır hale getirilebilmesi için) dop (dope) gerekli. Dop dediğimiz de aslında öyle zor bişey değil, selülozik (nitroselüloz esaslı) bir vernik yada dolgu verniği vs gibi bir ürün uygun oranda selülozik vernik ile inceltilince oluyor size dop Ama bu kadar basit bir ürünü buradaki nalburlarda bulamamak gibi bir problemim vardı. Asında problem ürünün olmaması değil sadece "dil", zira burada istisnasız tüm nalburlarda çalışan adamlar "Bengali" yani Bangladeş,li kara çocuklar, bu arkadaşlarla İngilizce anlaşabilmek ise neredeyse imkansız, ya İngilizce bilmiyorlar yada onlara öğretilen ingilizce ile bize öğretilen İngilizce aynı şey değil Ama, Amerikalılarla, Kanadalılarla, İngilizlerle (İskoçlarla azıcık problem olabilir), Avustralyalılarla, Yeni zelandalılarla vs vs sorunsuz bir şekilde anlaşabildiğime göre sorun bende değil diye düşünüyorum Herneyse, velhasıl bir türlü bu ürünü bulamayınca "ya nasılsa İstanbul'da evde var üç beş küçük kutu dop, gidince onları alır getirirsin" demiştim kendi kendime. Ama İstanbula gidince de büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak evde dop mop olmadığını farkettim, muhtemelen onları da götürüp depoya kapattım... Tekrar geldiğimde zaten ana çalışma alanı kanat olunca da bu mevzu üzerine fazla durmamıştım. Hatta çok zorda kalırsam "solartex" ike kaplarım modeli diyordum. Velhasıl, bu hafta başındaki iş seyahatlerinden birisinde şans eseri bir nalburun yanında durduk. NAsılsa bekliycez, girip bir şansımı deneyeyim dedim. Tabi yine içerde 3 tane kara çocuk Selamlaşma faslı sonrasında olabildiğince basit ve yavaş, tane tane olacak şekilde söze girdim:
"I NEED NITROCELLULOSE SANDING SEALER FOR WOOD" (Ben istiyor nitroselüloz dolgu verniği)
Sonra tepkilerini bekledim ve izledim, yüzüme bakıyorlar anlamsız bir ifadeyle. Sonra kendi aralarında birşeyler konuştular, içlerinde en yaşlı aynı zamanda da en ufak tefek olanı yanımdan geçip dükkanın derinliklerinde biryerlerde kayboldu. Ben de o sırada "yahu gene anlaşamadık bari ürünlere kendim bakayım" diyerek görebildiğim kutuların üzerlerini okumaya çalışıyorum. Biraz sonra kara abi elinde koca bir mavi teneke ile çıkageldi, ve tenekeyi bana uzattı, tenekenin üzerinde sadece "Akzo nobel" (marka) yazısı var, yahu gene ne anladılar acaba diye tenekeye bakınıp sağını solunu çevirirken arka tarafta küçük bir "etiket" dikkatimi çekti. Dikkatli bakınca üzerinde "N.C. Sanding Sealer" yazdığını farkettim. Sonunda bumuştum aradığım şeyi, ama bir sorun var, teneke 3.5 litre! bana lazım olan taş çatlasa 100ml
"tamam bundan istiyorum ama daha küçük lazım bana" dedim, cevap ise "en küçük bu" şeklinde oldu
-Kaç para bu?
-3.6 Rial (33 TL falan)
-tamam alıyorum.
Baktım adamlarla anlaşabiliyorum, daha doğrusu ben onları çok iyi anlamasam da onlar beni anlıyor, şansımı biraz daha zorlamaya karar verdim.
-bana en küçük ve en ucuz fırçanızı gösterir misiniz? (daha komplex cümlelere geçtik artık )
Adam gidip arkadan bir küçük fırça getirdi.
-bu kaliteli bir fırça mı? bana ucuz ve basit bişey lazım, tek kullanımlık (eposki işleri için arıyordum)
-yok efendim çok dandik bir ürün bu
- kaç para?
-100 baiza (1 TL den biraz daha az)
-20 tane istiyorum! (Muscatta bu meretleri en ucuz olsa 1 riale bulabiliyorum, 10 kat daha ucuz bulunca hemen içimdeki stok canavarı uyandı )
adamın gözleri büyüdü, yardımcısına anlamadığım bişeyler söyledi, yardımcı gitti arkaya ve iki üç dakika sonra bir tomar fırçayı getirip tezgaha bıraktı. saydık, 10 tane bir tip 5 tane başka tip, toplam 15 fırça...
-hepsi bu efendim
-canınız sağolsun koy poşete hepsini de gideyim...
Sonuç olarak, 35 tane Hurricane yapmaya yetecek kadar "dop" hammaddesi ile, ve tabiki mutlu olarak, eve döndüm o gün.
Tamam, etiket olarak tam istediğim ürün ama acaba gerçekten de istediğim ürün mü diye de sormadan edemedim. Anlamak kolay, hemen deneyelim, kutuyu açıp bir miktarını bir cam kavanoza aktarıp üzerine de selülozik tiner katıp istediğim kıvama incelttim. Modelin gövde yanındaki kapaklardan ikisinin çerçevesine iki kat (aralarda zımparalayarak) uyguladım. İkinci kat kuruyup hazır olduğunda da uygun boyutta kestiğim "skyloft" parçaları da suya atıp tüm liflerine işlemesi için bi 10dk kadar bekletip kapakların üzerine uyguladım. Evet, teyid ediyorum bu bildiğim alışageldiğim ve sevdiğim dop ile birebir aynı ürün!
Gövde neredese kaplamaya hazır bir durumda ve kaplama için gerekli olan malzeme temini sorunu aşıldı, öte yandan kanat inşaatında sorunlar var, bu durumda muhtemelen dümeni gövdeye doğru çevirebilirim...
Sanırım son bir bilgi paylaşımı daha yapmam gerekli, bu hafta başındaki toplantılardan birisinde, Ekim ayında iki yada üç haftalığına yurtdışına gönderilme ihtimalim belirdi. Henüz kesinleşmedi, benim öngörüm bu görevlendirmenin gerçekleşmesinin ihtimalinin düşük olduğu yönünde, ama bu idarenin sağı solu belli olmuyor (doğrudan benim bakanlığım değil), o yüzden kesin birşey söylemek de zor. Eğer gönderilirsem modelin 29 Ekimde ilk uçuşunu yapması imkansız hale gelecek... Bekleyip görmekten başka bir şey yok yapabileceğimiz...
Berke Karlı' Alıntı:Hey maşallah, azminize ve sabrınıza hayran kaldım Evren abi. Gerçekten çok büyük bir emek var. Uçağın son halini çok merak ediyorum, mükemmel bir işçilik resmen.
Berke teşekkür ederim güzel sözlerin için, uçağın son halini ben de çok merak ediyorum
Sümer Yamaner' Alıntı:Kübik kanat yükünü ben de Evren'den öğrenmiştim zaten...
SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Yine yanlışın var abim kübik kanat yükünü benden öğrenmedin, benden "duydun" sonra gidip kendin araştırdın kafa patlattın ve benden daha iyi öğrendin
Mehmet Kucuksari' Alıntı:Bugün son mesajdan bu yana 3. gün gecti ama herhangi bir güncelleme olmadı
Sent from my iPhone using Tapatalk
Tam bu sabah girip en azından bir bilgilendirme yapayım ayıp oldu herkese diyordum ki zaten fırçayı yemişim
Tahmin edersiniz ki aynı bu modelin inşaatı için yaptığım çalışma planının bir benzeri de iş için var, o planda bazı işler sarpa sarınca "bu tarafa" ayıracak fazla vakit kalmadı malesef. İş için yoğun seyahatler, sıcakta güneş altında yapılan şantiye ve mevcut liman ziyaretleri neredeyse tüm enerjimi alıyor, üzerine her seyahat ofisten uzak olmak anlamına gelse de ofis işlerinden kurtarmama vesile olmuyor, haliyle onlar da birikiyor
Modelle ilgili gelişmeler var tabiki tamamen yerinde saymıyor ama kayda değer şeyler değil. Pazar günü tahmin ettiğim gibi siparişler elime ulaştı ve flaplar için ihtiyaç duyduğum uzun aluminyum boruları hazırlayıp tüm falpların montajına başladım. Ama o arada yapısal açıdan ciddi bir soruna yol açabilecek bir şeyi farkettim, öyle ki havada tüm kanadın gövdeden ayrılmasına neden olabilecek ciddiyette bir sorun, haliyle biraz yavaşlayıp o sorunu bertaraf etmeden ilerlemek istemedim. bir iki alternatif çözüm yöntemi düşündüm ama üzerinde dikkatlice kafa patlatmam gereken bir mevzu olduğu için, şu aralar da kafa çok salim olmadığı için karar ve uygulamayı aceleye getirmek istemiyorum.
Öte yandan, kanat inşaatında yaşanan sorunla hemen hemen eş zamanlı olarak gövde inşaatı, daha doğrusu kaplaması için, tamamen şans eseri olumlu bir gelişme oldu. Daha önce Ömer Bey,in sorusu üzerine açıklamıştım, kaplama olarak "skyloft" kullanmayı planlıyorum diye. Ama bu kaplamanın gövdeye tutturulabilmesi için (ve sonra dokusunun doldurularak boyaya hazır hale getirilebilmesi için) dop (dope) gerekli. Dop dediğimiz de aslında öyle zor bişey değil, selülozik (nitroselüloz esaslı) bir vernik yada dolgu verniği vs gibi bir ürün uygun oranda selülozik vernik ile inceltilince oluyor size dop Ama bu kadar basit bir ürünü buradaki nalburlarda bulamamak gibi bir problemim vardı. Asında problem ürünün olmaması değil sadece "dil", zira burada istisnasız tüm nalburlarda çalışan adamlar "Bengali" yani Bangladeş,li kara çocuklar, bu arkadaşlarla İngilizce anlaşabilmek ise neredeyse imkansız, ya İngilizce bilmiyorlar yada onlara öğretilen ingilizce ile bize öğretilen İngilizce aynı şey değil Ama, Amerikalılarla, Kanadalılarla, İngilizlerle (İskoçlarla azıcık problem olabilir), Avustralyalılarla, Yeni zelandalılarla vs vs sorunsuz bir şekilde anlaşabildiğime göre sorun bende değil diye düşünüyorum Herneyse, velhasıl bir türlü bu ürünü bulamayınca "ya nasılsa İstanbul'da evde var üç beş küçük kutu dop, gidince onları alır getirirsin" demiştim kendi kendime. Ama İstanbula gidince de büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak evde dop mop olmadığını farkettim, muhtemelen onları da götürüp depoya kapattım... Tekrar geldiğimde zaten ana çalışma alanı kanat olunca da bu mevzu üzerine fazla durmamıştım. Hatta çok zorda kalırsam "solartex" ike kaplarım modeli diyordum. Velhasıl, bu hafta başındaki iş seyahatlerinden birisinde şans eseri bir nalburun yanında durduk. NAsılsa bekliycez, girip bir şansımı deneyeyim dedim. Tabi yine içerde 3 tane kara çocuk Selamlaşma faslı sonrasında olabildiğince basit ve yavaş, tane tane olacak şekilde söze girdim:
"I NEED NITROCELLULOSE SANDING SEALER FOR WOOD" (Ben istiyor nitroselüloz dolgu verniği)
Sonra tepkilerini bekledim ve izledim, yüzüme bakıyorlar anlamsız bir ifadeyle. Sonra kendi aralarında birşeyler konuştular, içlerinde en yaşlı aynı zamanda da en ufak tefek olanı yanımdan geçip dükkanın derinliklerinde biryerlerde kayboldu. Ben de o sırada "yahu gene anlaşamadık bari ürünlere kendim bakayım" diyerek görebildiğim kutuların üzerlerini okumaya çalışıyorum. Biraz sonra kara abi elinde koca bir mavi teneke ile çıkageldi, ve tenekeyi bana uzattı, tenekenin üzerinde sadece "Akzo nobel" (marka) yazısı var, yahu gene ne anladılar acaba diye tenekeye bakınıp sağını solunu çevirirken arka tarafta küçük bir "etiket" dikkatimi çekti. Dikkatli bakınca üzerinde "N.C. Sanding Sealer" yazdığını farkettim. Sonunda bumuştum aradığım şeyi, ama bir sorun var, teneke 3.5 litre! bana lazım olan taş çatlasa 100ml
"tamam bundan istiyorum ama daha küçük lazım bana" dedim, cevap ise "en küçük bu" şeklinde oldu
-Kaç para bu?
-3.6 Rial (33 TL falan)
-tamam alıyorum.
Baktım adamlarla anlaşabiliyorum, daha doğrusu ben onları çok iyi anlamasam da onlar beni anlıyor, şansımı biraz daha zorlamaya karar verdim.
-bana en küçük ve en ucuz fırçanızı gösterir misiniz? (daha komplex cümlelere geçtik artık )
Adam gidip arkadan bir küçük fırça getirdi.
-bu kaliteli bir fırça mı? bana ucuz ve basit bişey lazım, tek kullanımlık (eposki işleri için arıyordum)
-yok efendim çok dandik bir ürün bu
- kaç para?
-100 baiza (1 TL den biraz daha az)
-20 tane istiyorum! (Muscatta bu meretleri en ucuz olsa 1 riale bulabiliyorum, 10 kat daha ucuz bulunca hemen içimdeki stok canavarı uyandı )
adamın gözleri büyüdü, yardımcısına anlamadığım bişeyler söyledi, yardımcı gitti arkaya ve iki üç dakika sonra bir tomar fırçayı getirip tezgaha bıraktı. saydık, 10 tane bir tip 5 tane başka tip, toplam 15 fırça...
-hepsi bu efendim
-canınız sağolsun koy poşete hepsini de gideyim...
Sonuç olarak, 35 tane Hurricane yapmaya yetecek kadar "dop" hammaddesi ile, ve tabiki mutlu olarak, eve döndüm o gün.
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Tamam, etiket olarak tam istediğim ürün ama acaba gerçekten de istediğim ürün mü diye de sormadan edemedim. Anlamak kolay, hemen deneyelim, kutuyu açıp bir miktarını bir cam kavanoza aktarıp üzerine de selülozik tiner katıp istediğim kıvama incelttim. Modelin gövde yanındaki kapaklardan ikisinin çerçevesine iki kat (aralarda zımparalayarak) uyguladım. İkinci kat kuruyup hazır olduğunda da uygun boyutta kestiğim "skyloft" parçaları da suya atıp tüm liflerine işlemesi için bi 10dk kadar bekletip kapakların üzerine uyguladım. Evet, teyid ediyorum bu bildiğim alışageldiğim ve sevdiğim dop ile birebir aynı ürün!
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Gövde neredese kaplamaya hazır bir durumda ve kaplama için gerekli olan malzeme temini sorunu aşıldı, öte yandan kanat inşaatında sorunlar var, bu durumda muhtemelen dümeni gövdeye doğru çevirebilirim...
Sanırım son bir bilgi paylaşımı daha yapmam gerekli, bu hafta başındaki toplantılardan birisinde, Ekim ayında iki yada üç haftalığına yurtdışına gönderilme ihtimalim belirdi. Henüz kesinleşmedi, benim öngörüm bu görevlendirmenin gerçekleşmesinin ihtimalinin düşük olduğu yönünde, ama bu idarenin sağı solu belli olmuyor (doğrudan benim bakanlığım değil), o yüzden kesin birşey söylemek de zor. Eğer gönderilirsem modelin 29 Ekimde ilk uçuşunu yapması imkansız hale gelecek... Bekleyip görmekten başka bir şey yok yapabileceğimiz...
Moderatör tarafında düzenlendi: