4 günlük tatil bitti, işbaşı yaptık, iki toplantı arası yarım saat boş vakit buldum yazabildiğim kadar yazayım
Önce biraz geri gidelim...
Kanat yükü hatırı sayılır fazlalıkta bir modelin, iniş sırasındaki pist gereksinimi daha uzun oluyordur. Toplam mesafenin Pilotun net görüş alanına sığması zor olmalı. Sanırım zorlanmanız bu yüzden.
19. uçuş güzel geçer dilerim.
Güzel fotoğraflar. Masa üstü olanlara kıyas daha gerçekci. Minik dev adam da canavar gibi.
Teşekkürler
Dediğiniz gibi model epey hızlı, mesafeler hızla eriyor. Normal uçuştan iniş için gerekli olan burun yukarı pozisyona geçmek için gerekli olan yavaşlama da zaman alıyor, zaman da mesafe demek
rüzgar olmayınca bu mesafeler de iyice artıyor... Ama gözüm modele alıştıkça daha uzaklardan dönmeye de alışıyorum gittikçe.
Öğrenemedi gitti o caanım piste iniş yapmayı...
Ben yavaş öğrenen birisiyim abi azıcık sabır gösterin
bir ara inişlerimden bir derleme video yayınlayacağım, gelişimi orda görürsünüz kendiniz
Son inişler hatırı sayılır bir şekilde daha iyi olmaya başladı, geleceğe yönelik ümit var
Ya süper duruyor uçak maşallah
Teşekkür ederim abi
İste bu benim “kafam cok dolu, bari modele bisey yapayim da biraz uzaklasayim” kafasindayken kirk turlu benzerini yaptigim halim ?
İTÜ'de aynı zamanlarda doktora yaptığımız ve aynı odayı paylaştığımız bir arkadaşım vardı (onun ismi de Özgür'dü
) çalışmalarımızın pik zamanlarında kafa fena halde gidik oluyordu (biz kendi aramızda Ph.D. için "Permanent Head Damage" (Kalıcı beyin hasarı) derdik
). Bu dönemde bahsettiğim arkadaş odadan çıkarken kapıyı çalmaya başladı
, ben de kendi yoğun zamanlarımda laboratuvardan çıkarken arabamın anahtarının uzaktan kumandasına basarak binanın kapısının açılmasını bekliyordum. Normal şeyler bunlar fazla yadırgamamak gerek
Hah şimdi olmuş, dimi ama.
Arizona çöllerinde gizli bir üs'ün pistindeki canavar ... Gibi görünüyor.
Hem pist hem arka plan hem de güzel kamera olunca balkon masasından daha iyi sonuç veriyor tabiki katılıyorum
Teşekkürler Adminim
Sizede turuncu değilde daha çok kırmızıymış gibi geliyor mu ?
Yanlış anlaşılmasın, görüntüsü bence muazzam ışık oyunları muhtemelen
Rengin resmi adı zaten "red-orange" abi, bu durumda iltifat olarak alıyorum söylediğini, gerçekçi yapabilmişim demekki
Gelelim uzun haftasonu raporuna. Çarşamba günü zaten yazmıştım, perşembe fazlasıyla yorgundum, pas geçtim uçuşa gitmedim, Cuma günü 4 cumartesi günü de 3 uçuş yaparak toplam uçuşu 25'e çıkardım.
Cuma ve cumartesi günü epey bir ters uçuş yaptım, ters uçuş hem CG hem de aileron trimleri ve modelin yanlamasına ağırlık dengesini değerlendirebilmek için etkili bir göstergedir. Sonuç olarak epey bir burun ağır CG ile uçtuğumu gördüm, bunun nedeni tabi ki yakıt, boş depo ile CG tam tasarımcının işaret ettiği yerde, ama indiğimde bile en az 1 litre yakıt oluyor modelde ve depo CG nin önünde malum. Normal uçuşta ve inişlerde bu önde olan CG den dolayı ciddi bir sıkıntı yaşamıyorum, ama yine de ufak ufak CG'yi geri kaydırıp denemeler yapabilirim. En büyük risk, ilerde bir gün öngöremediğim bir sebeple o 1 litrelik rezervi de büyük oranda tüketmiş halde inişe gelip fazlaca geride olan bir CG ile inmek zorunda kalmak olabilir, o yüzden tedbirli gitmekte fayda var.
ikinci nokta ise enine ağırlık dengesi. Model her stall olduğunda sağ kanat yıkılıyordu, bu zaten ilk şüpheliydi, ama tek başına yeterli değildi, ters uçuşlarda da gördüm ki model belirgin bir şekilde sola (sağ kanadının üzerine) yatıyor, bu bulgu da eklenince artık net bir şekilde söyleyebilirim ki modelin sağ tarafı daha ağır. Bu hafta zaten kanatlara girişeceğim, o arada sol kanat ucuna da ufak ufak ağırlık ekleyerek uçuşlarda denemelere devam edip havada dengeli hale getirmeyi planlıyorum.
İniş konusunda epey gelişme gösterebildim, artık neredeyse her inişte modeli tam önümde teker koyabilecek kadar enerjisini yönetebiliyorum. burun tekerleğinde de ciddi bir eğilme olmayalı epey bir uçuş oluyor. Kısacası artık inişte yaptığım hatalar "küçük hata" sınıfına giriyor ve ya kolaylıkla toparlanıyor ya da ciddi bir soruna yol açmıyor. Cuma günkü uçuşta ön tekerleği de yeniden ESM tekerleği ile değiştirdim.
Yer kontrolündeki temel sorunlar giderildi, kalkış koşusunu çok daha kontrollü ve düzgün yapabiliyorum, ama ana tekerleklerin geometrisi ile ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorum, sağ tekerlekte hafif bir "toe-out" varmış gibi davranıyor model, bu da bu hafta kontrol edilip her iki teker de 2-3 derece "toe-in" olacak şekilde ayarlanacak.
Gelelim dün farkettiğim ve aslında oldukça ciddi olabilecek bir probleme. Malum modelde iki alıcı ve powerbox unitesi kullanıyorum. Bu ünitenin bir güzel özelliği de uçuş sonunda alıcılardan gelen paketlerin durumunu raporlayabilmesi. Bu raporda üç şeyi söylüyor cihaz:
ANT.Fades: her bir alıcı için kayıp paketlerin sayısı
Lost Frames: Her iki alıcının da sisteme geçerli bir veri paketi sağlayamadığı anlar
Holds: Her iki alıcıdan da geçerli bir veri gelmediği anların 250 milisaniyeyi geçtiği durumlar (bu durumda powerbox failsafe moduna geçiyor)
Bu değerler içierisinde ilk veri çok kritik değil, sonuçta model içinde iki alıcı var ve kasti olarak bu iki alıcı birbirinin açığını örtecek şekilde yerleştirildiler, yani bir alıcı kötü pozisyondayken diğeri daha iyi bir pozisyonda oluyor, haliyle bu değerlerin münferit alıcılar için fazla olması tek başına çok büyük bir anlam taşımıyor. Ama lost frames önemli bir veri, çünkü her iki alıcının da sağlıklı bir veri sağlayamadığı bir an olduğu anlamına geliyor. Hold ise ciddi bir durum, çünkü bu durumun çeyrek saniye boyunca devam ettiği, yani anlık ya da tek bir paketlik bir durum olmadığı anlamına geliyor.
Her uçuşta olmasa da arada sırada bu değerleri kontrol ediyordum. Özellikle ilk uçuşlarda sıklıkla baktım bunlara ve Lost frames ve holds 0 olduğu için herhangi bir sorun yok diyerek sonrasında daha seyrek bakmaya başladım. Dün ikinci uçuşu yaptıktan sonra kontrol ettiğimde ise büyük bir şok yaşadım! münferit alıcıların paket kayıpları 1000 üzerindeydi, hatta birisi 2000'e yakındı, lost frames 10dan fazlaydı, ve hold 2 idi, yani aslında model 2 kere fail safe moduna geçecek kadar sinyal kaybetmiş demektir bu. Bunları görünce ilk iş antenleri kontrol ettim, 4 anten de ilk konumlarında duruyordu herhangi bir değişiklik yoktu. Sonrasında uçuşları düşündüm, modelin kontrolden çıkmış gibi davrandığı anlar oldu mu diye, aklıma gelen bir iki an oldu sadece ama onlar da daha çok türbülans kaynaklı gibi düşündürmüştü, ve uçuş sırasında "bir sorun var inmeliyim" dedirtecek hiçbir şey olmadı. Sonrasında acaba neden böyle bir durum sonradan sonraya oluşmaya başladı diye düşündüğümde aklıma gelen en basit şey uçtuğum mesafeler oldu. Son uçuşlarda elim gözüm modele alıştıkça daha yükseklere daha uzaklara çıkmaya başlamıştım. Dahası, kumandanın verici antenini kullandığım açıyı ve pistte ayakta durduğum pozisyonu bir arada düşününce modelin hem uzakta hem de antenin en zayıf bölgesinde olduğu durumların gerçekleştiğini farkettim. Sorun bunların kombinasyonundan kaynaklanabilir diye düşündüm. Emin olmak için birkaç kez menzil kontrolü yaptıktan sonra verici antenimin açısını değiştirdim ve deneme amaçlı olarak 3. uçuşa çıkmaya karar verdim, bu uçuşta da modeli hep (nispeten) yakın mesafede tuttum. İniş sonrasında raporu kontrol ettiğimde hem lost frames hem de hold değerlerinin 0 olduğunu, hatta ant. fades değerlerinin her ikisinin de 100ün altında olduğunu gördüm ve rahatladım. Bundan sonraki uçuşlarda bu değerleri her uçuş sonunda takip edip uçuş kayıt defterine kaydedeceğim. Gerekirse de antenleri gövde dışına çıkarmak da bir alternatif olabilir. Kıssadan hisse, powerbox masrafını amorti etti bile diyebilirim
hem de henüz gyrosunu hiç kullanmadan