Tipik bir haftasonunun son günü akşamı telaşesini atlattım ve sıra geldi rapora
Öncelikle, epey kalabalık ve eğlenceli bir gün oldu. Çarşamba kaçamağı ekibi olarak Salim ben ve Jack'e ilave olarak bir jet bir nitro birkaç elektrikli uçak ve bol miktarda da izleyici vardı sahada. Salim yine kırmızı revenge ile, namı diğer evenge/reveng ile uçtu, Jack yine 50 CC lik extra 330u ile sahadaydı. Süleyman 60N luk türbinli yeni jetini ilk kez uçurdu, Bader de emektar Calmatosu ile uzun bir aradan sonra katıldı yanımıza. Elektrikli uçakları getiren arkadaşı ilk kez gördüm, zaten uçuş da yapmadı...
Salim şanslı bir günündeydi, ikinci uçuşunun inişi sonrasında taksinin başında motoru sustu. 30 saniye önce yaşansa bu olay sonu epey tatsız olurdu... Önce Türbinin pilinde sorun var dedi zira motor otomatik olarak girmesi gereken soğutma çevrimine girmedi, dahası manuel olarak soğutma yapmaya çalıştığında da tepki vermedi. Hemen bir yedek pil çıkartıp sisteme bağladı ve o pil ile motoru soğuttu. Ama sonrasında 3. uçuşu için yeniden motoru çalıştırmaya çalıştığında motor bir türlü çalışmadı. Beni yanına çağırdığında yaptığımız denemede motorun bir türlü yanma gerçekleştiremediğini gördüm. İki ihtimal var, ya kızdırma bujisi arızalı ya da yakıt gelmiyor. Yakıt valfine ve borulara baktım bir sorun yok. Fadec'in test menüsüne girip kızdırma bujisini denedik, çalışıyor (zaten sorun bujide olsa FADEC'in "buji arızalı" demesi lazım). Hemen diğer test olan yakıt pompası testine geçtik, yakıt hortumunu motordan söküp uçağın dışına doğru tuttuk (çalışmadığı zaman motora yakıt basmak bir sonraki çalışmada yangın çıkmasının en garanti yoludur). Amma velakin pompa çalışmıyordu. Hem test menüsünden hem de standart otomatik çalıştırmada denedik, pompanın ışığı çalışıyor, bir dijital ses çıkartıyor ama hiçbir şekilde dönmüyor... Tatsız bir sorun (bu pompalar saçma bir şekilde pahalı meretler) ama en azından her ne olduysa indikten sonra oldu uçak sağlam kaldı diye teselli bulduk.
Ben Panther ile 3 sorti uçtum. Çarşamba günü elimdeki tüm yakıt tükenmişti, sonrasında da bir türlü Salim'e gidip büyük bidonu doldurma fırsatım olmadığı için bugun sağolsun Salim günü kurtaracak kadar (15 litre!) yakıt getirdi yanında, hem ben hem Süleyman ondan otlandık
Ama ayıp olmasın 3 kişi paylaşıyoruz havuzu diye İniş uyarısı zamanlamasını 6 dakikadan 5 dakikaya düşürdüm kumandamda ve alarm çalar çalmaz da oyalanmadan inişe geldim. Aslında genel olarak bu sürede uçmak hoşuma gitti diyebilirim, bundan sonraki uçuşlarda bu süreyi takip etmeye devam edebilirim.
İlk uçuşta kaydadeğer bir olay yaşanmadı. Tam ikinci uçuş için motor çalıştırırken Jack yanıma geldi, birlikte uçsak olur mu dedi, ben de neden olmasın ki dedim. Ben kalkar kalkmaz peşimden Jack de 50 cclik extrası ile havalandı. Önce espri olsun diye "yavaş uçmamı ister misin?" diye seslendim, sonra da niye olmasın ki diyerek modeli yavaşlattım, yarım flap açıp bir jet için epey yavaş sayılabilecek bir hızla paterne girip uçmaya başladım. Jack de tam gazda yanıma geldi, ben sonradan "hadi biraz daha eğlenelim diyerek iniş takımlarını da açtım, flapları sonuna kadar bastım ve iniş konfigürasyonunda iyice yavaşlamış olarak birkaç tur daha attım, tabi Jack de kolumda olabildiğince takip etti. yaklaşık 4 dakika birlikte uçtuktan sonra kolu dağıttık, önce Jack indi, Jackin inişi sırasında ben de üzerinden iniş takımları açık halde ters uçarak geçtim
ardından ben de dönüp indim. Bir uçuşun neredeyse tamamına yakınını yavaş uçarak geçirmek ilginç ama faydalı bir tecrübe oldu. Kol uçuşu da epey keyifli geçti.
Ve sıra geldi 3. uçuşa, ki bu aynı zamanda Pantherin 50. uçuşu da oldu. Olaysız bir kalkış ve birkaç yakın geçiş sonrasında, yaklaşık uçuşun 2. dakikasındaki bir alçak geçişe doğru gelirken modelde bir gariplik gözüme çarptı, model biraz daha yaklaştığında farkettim ki ana iniş takımı iç kapaklarından birisi aşağıda sallanıyor. Jack de farketmiş hemen yanıma geldi uyarmak için, insen iyi olur galiba dedi. Ben de "eninde sonunda ineceğiz, kapak uçmamıza engel olamaz"
dedim birkaç hareket yaparak bir tur attım kapağın durumunda bir değişiklik olup olmadığını gözlemlemek için, ama hiçbir değişiklik yoktu, öylece aşağıda sallanıyordu. "Yüksek ihtimalle yekesi kırıldı" diye düşündüm, "çok da dert değil, yeter ki iniş takımının açılmasına engel olmasın" derken dank etti, "Ya iniş takımı açılmazsa??!!!" Hemen iniş takımlarını aç komutu verdim ve her zaman yaptığım gibi görsel teyit için modeli üzerimizden geçecek şekilde uçurdum, hah buyur, ana dikmelerden birisi inmedi aşağıya! Tekrar topladım tekerleri, tekrar indirdim, cık, aynı durum, bir ana teker inerken diğer kapağa takılıp sıkışıp kalıyor. O sırada tecrübeli bir 737 kaptanı olan Jack yanımda beni psikolojik olarak iki teker üzerine indirme hazırlamalarına başladı
Ben ise o sırada sistemin tüm mekaniğini ve çalışma şeklini düşünüp o tekerin neden sağlam olan kapağa takılmış olabileceğini düşünmekle meşguldüm ve mantıklı bir olasılık bulunca da çözüm için değişik bir şey uygulamaya karar verdim ve "bir kez de ters uçuşta iniş takımlarını açmayı deneyeceğim" dedim. Hemen yanıbaşımda duran Jack önce bir afalladı, bir süre duraksadıktan sonra "peki dene bakalım belki çalışır" dedi
uçağı terse geçirdim, ve iniş takımı aşağı komutu verdim. takımların açılması toplam 12 saniye falan sürüyor, haliyle model epey uzaklaştı ama terste tutmaya devam ederek paternde uçtum bu süre boyunca, model tekrar pisti karşılayıp bize doğru gelmeye başlayınca da düze çevirdim, model yaklaşınca gördük ki 3 tekerlek de aşağıda
bendeki rahatlama ve seyircilerdeki tezahuratı tahmin edebilirsiniz
Tabi hiç vakit kaybetmeden hemen dönüp inişe geldim ve sorunsuz bir şekilde indim
Sonradan yaptığım incelemede soruna yol açan şeyin gerçekten de uçuş sırasında tahmin ettiğim şey olduğunu gördüm. İnsanın uçağın tüm sistemlerini çok iyi tanıyor olmasının böyle bir avantajı olabiliyor demek ki... Sonuçta acil durum yönetiminde en önemli şey sorunun doğru bir şekilde tespit edilebilmesi değil midir....