Bir bakış açısıyla memlekette modelciliğe olan ilgi de ciddi bir biçimde sorgulanabilir
ama emin olunpaylaşımlarınızdan faydalananlar oluyor, elinize sağlık.
Gerçek uçaklarla neden 3D yapılmıyor dediğimiz zaman öncelikle 3D uçuş'un tanımlamasına bakmak gerekir. Tanım olarak 3D uçuş uçağın kanatlarının stall halindeyken yapılan manevralar grubuna verilen ad, yani sizin de paylaştığınız tarihçe sırasında değindiğiniz gibi bir hareketin 3D sayılabilmesi için uçağın post-stall durumunda olması gerekli. Kanatlar stall haldeyken bir uçak hala havada kalabiliyorsa bu motorun sayesindedir, zaten 3D uçak için olmazsa olmaz şart en azından 1.5/1 çekiş/ağırlık oranı değil midir. Dediğiniz gibi gerçek uçuşta henüz bu seviyeye ulaşan güç ağırlık oranına sahip uçaklar yok, ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor, elbette ileride olacak. Ama bu tek başına yeterli olmayacak, bu manevralarda ortaya çıkan G kuvvetlerine dayanabilecek pilotlar da gerekli olacak, burda işin içine fizyolojik limitler girdiği için, en azından bugünkü teknoloji ile, uçak performansından bağımsız olarak bazı 3D manevraların gerçekte asla yapılamayacağını düşünüyorum. İlerde gelişen teknoloji ile birlikte daha iyi G-suit tarzı donanımlar veya bir şekilde ani ve yüksek G kuvvetlerinin fizyolojik etkilerini bertaraf etmenin bir yolu bulunduğu zaman beraberinde gerçek uçaklarla yapılan 3D manevra yelpazesinin de genişlediğini görebileceğiz bence. İnsanoğlu isteyince ne yapıp ne edip onu başarıyor...
Anladığım kadarıyla sizin daha çok hoşunuza giden şey belli bir kareografi kapsamında içerisine 3D manevralar katılmış bir patern uçuşu. Bir nevi F3P sınıfında yapılan müzikli performanslar gibi denebilir. Bunlarda da malum aslen olay bir patern uçuşu olmakla birlikte içerisine hayli zengin 3D manevralar serpiştirilmiş oluyor, ve açıkçası izlemesini çok keyifli buluyorum ben de. F3P sınıfı pilotaj açısından en üst seviye performanslardan birisi benim gözümde.
Her uçuş tarzını hakkıyla yapabilmek beceri ve çalışma gerektirir. Burada hakkıyla diyorum lütfen dikkat. Yukarıda bahsettiğimiz gibi 3 saniye hover yapıp da ben 3D uçuyorum diyen bir dolu pilot var, veya uçağı stall etmeden spine soktuğunu sanan patern pilotları var malesef. Hakkıyla scale uçmak da diğer dallarda olduğu gibi kolay değil. Ancak, şöyle bir durum var, bu "hakkı" meselesini kim değerlendirecek? Yukarıda verdiğim stall-spin örneğini kasten seçtim, zamanında F3A milli takımı üyelerimizin yutdışı bir musabakadan döndükten sonra yaptıkları sohbetlere kulak misafiri olmuştum. Konu da spin manevrası idi, yurtdışındaki yarışmada hepsi spinden sıfır almışlar. Oysa kendilerine göre çok iyi yaptıklarını düşünüyorlarmış, gidip hakemle konuştuklarında ve gerekçe istediklerinde hakemler "uçağınız stall olmadı, haliyle yaptığınız manevra da spin değildi" açıklamasını yapmışlar. Burada bahsettiğimiz milli takım pilotlarımız aslında gayet iyi pilotlar hepsi de, ve bir yarışma veya yarışmalar zinciri sonrasında milli takıma seçiliyorlar. Ama benim yorumum şu, demekki bu yurtiçindeki yarışmalarda spin manevrasını puanlayan jüri belki de uluslararası bir yarışmadaki jüri kadar sıkı tutmuyor işi. Uçak tam anlamıyla stall olmadan yapılan bir manevrayı spinden sayıp puan veriyorlarsa eğer bu yarışmacının suçu değildir. Yarışmacılar da edinilen bu alışkanlık ile yurtdışında daha sıkı değerlendiren bir jürinin karşısında sıkıntı yaşaması gayet normal birşeydir.
Bu örnekte olduğu gibi, iyi skeyl uçup uçmadığımızı, hakkını verip vermediğimizi kim değerlendirecek? Malesef bu konuda yurtiçinde 5 kişilik bir jüri kuralım desek modelcilik camiasından oluşturamayız bence. Olayı yarışma seviyesinden çıkartıp gündelik uçuşa indirgesek bile izleyicilerimizin çoğu modelini uçurduğumuz uçağın gerçeğini uçarken görmemiş olacaktır, o zaman yaptığınız uçuşun "gerçekçi" olup olmadığını neye dayanarak değerlendireceğiz? Bunları düşününce havalanıp söyle bir meydan turu yapan, o arada kendisini tutabilip araya 3D manevralar sıkıştırmayan herkes sanki skeyl uçmuş gibi görünebiliyor
Oysa gerçekte bundan çok daha fazlası var işin içinde. kalkış koşusundan iniş sonrası pistte modelin yavaşlamasına kadar devam eden bir süreç bu. 5-10 uçak boyu mesafede kalkan bir mustang gören var mı hayatında, veya teker koyduktan sonra yine 3-4 uçak boyu mesafede durabilen bir spitfire? Havada ters uçuş yapmayı severiz malum, peki gerçek bir mustang 4-5 saniyeden daha fazla ters uçuş yaparsa başına gelecekleri biliyor muyuz acaba, veya erken dönem spitfire hurricane gibi uçakların ters uçuşa geçer geçmez (negatif G diyelim) karbüratörlerinin işlememesi nedeniyle motorlarının öksürüp aksırmaya başlaması ne olacak? Yakıt enjeksiyonlu motorlara sahip daha ileri dönem uçakların da "ters uçuş" yakıt depoları ve motorların yağlama sistemleri sadece sınırlı bir süre negatif G ile çalışmalarına imkan veriyorlardı, bunlar da hava muharebesi sırasında ihtiyaç anında hayat kurtaracak anlık manevraları yapabilmek adına eklenmiş özelliklerdi. Bu nedenledir ki bir uluslararası yarışmada, diyelim ki bir mustang ile ters loop yaparsanız, ve hadi diyelim ki patern standartlarında gerçekten de süper bir şekilde yaptınız, soncunuz bizim 80li yıllardaki eurovizyon puanlaması gibi olur "what a wonderful song, nah points!"
Uzun lafın kısası, skeyl uçuşta iş kumanda stiklerine gelmeden önce bile yapılması, araştırılması, bilinmesi gereken pek çok faktör var. İs stiklere geldiğinde ise benim görüşüm en önemli stiğinsol stik olduğu yönünde (mod 2 kumanda için geçerli bu tabi
) yani gaz ve rudder. Malesef pek çok pilotumuz sol stiği tek kanal dijital bir unsur olarak görüyor, tam gaz/rölanti, rudder ne? En iyi ihtimalle rudderı ailerona miksleniyor... Oysa ki scale bir uçuşta en önemli kontroller bu ikisi. Bakın hem 3D uçuş hem de helikopterde de yine bu ikisinin önemi ön planda. (daha doğrusu tüm kontrollerin bir arada kullanımı diyelim, sol stigin genellikle yeterince kullanılmaması nedeniyle bunların üzerine eğiliyorum şu anda) Bu yüzden hem helikopter uçurmak hem de 3D uçuş pratiği yapmak amacınız skeyl uçmak ise çok faydalı olacaktır.
Rudder hakimiyetinin scale uçuştaki bir diğer önemli faktörü de yeri geldiğinde modeli kurtarmasıdır. Her zaman geçerli olmasa da genel olarak skeyl model=ağır model demek çok yanlış olmaz. Yüksek kanat yüklemeli uçaklarla özellikle inişve kalkışta stallun eşiğine yakın yerlerde uçmak beraberinde ciddi riskler getirir. Hani bazen videolarda görürüz, uçak kalkar ama daha pistten teker kesip de tırmanışa geçer geçmez bir yana yatar, pilot düzeltmeye çalışır ama başarılı olamaz model burun üstü piste geri döner... Bu olay nadiren ters aileron nedeniyle olur, ama çoğu zaman nedeni uçağın stall olmasıdır, stall olup bir tarafa yatan uçağı düzeltmek için pilot refleks olarak aileron komutu verirse eğer sonucu stallu daha da derinleştirmek olur (aşağı inen aileron o taraftaki kanadın hucum açısını daha da arttır) Bu durumdan kurtarmanın tek yolu rudderı kullanmaktır. (tabi beraberinde stallu kırmak için yeteri kadar aşağı elevatör basmak gerektiğini de unutmamak lazım.) Bu tepkiyi refleks haline getirmek için de herşeyden önce sol el parmak kaslarının rudder girdilerine alışık olması gereklidir, sonrasında da zihinsel olarak bu senaryo beyne kazınıp bu durumda aileron değil rudder kullanılacağı işlenmelidir. Ucusta neredeyse her manevrada mutlaka bir rudder girdisi gerekeceğini de eklemek yanlış olmaz sanırım. Hep söylediğim bir şey var, benim gerçek uçaklarla uçuş tecrübem uzun süreli aralarla gerçekleşiyor (malesef) ve ne zaman uzun bir aradan sonra kokpite geçsem, ilk iki uçuş sonunda iki gün boyunca bacaklarım ağrır
akrobasi falan da yapmıyorum yanlış anlamayın, uçağı düz ve koordineli uçurmaya çalışıyorum sadece
Sanırım konuyu yeterince rayından çıkardım... Talep edilirse başka yere taşıyabiliriz bunları