Haftasonu hem cuma hem de cumartesi Panteri uçuşa çıkardım, cuma günü 2 cumartesi günü 3 uçuş yaparak toplamda 12 uçuşa ulaştı model. Genel bir durum değerlendirmesi yapalım.
Uçuş süreleri ile ilgili iki sayacım var ilki kumandada ve gaz çubuğunun rolantide olmadığı zamanı sayıyor, bu zaman sayacına göre uçuşlar genellikle 7 ile 8 dakika arasında. İkinci sayaç ise ECU'nun kendi sayacı, turbinin şaftının döndüğü her anı sayıyor (motorun bakım zamanlaması bu sayaca göre belirleniyor) Bu sayaca göre de maiden uçuşundan beri motor toplam 138 dakika çalışmış. yani 2,3 saat. Bu süreyi uçuş sayısına bölersek eğer ortalamada her uçuş 11.5 dakikalık bir motor çalışmasına denk geliyor. Tabi bu süre motorun çalıştırma başlangıcında rotorunun dönmeye başladığı andan motor kapandıktan sonra soğutmanın da tamamlanıp, egzost sıcaklığının 100 derece altında sabitlendiği ana kadar rotorun döndüğü tüm zamanı gösteriyor. Havalar ısındıkça soğutma aşaması daha çok zaman alacağı için uçuş başına olan motor çalışma süresi de artacak demektir.
Şu aşamaya kadar olan uçuşlarda iyi kötü bir yakıt tüketimi bilgisine de sahip oldum, Yaklaşık ortalamada 250 ml gibi bir tüketimim var bu uçuş karakteriyle. uçuşlarımı 8 dakikadan 6 dakikaya düşürürsem eğer 2 litrelik bir hacim bir miktar rezerv ile birlikte yeterli olacaktır. Ama halihazırda ne ağırlık ne de model içinde hacim sorunu yaşamadığım için yeni bir depo yapma planım yok. Şimdilik niyetim deponun üzerine bazı seviye işaretleri koyarak 2 ve 2.5 litre seviyelerini görsel olarak işaretlemek ve yapmak istediğim uçuşun tipine, o anki rüzgar durumuna vs göre uçuş öncesinde ihtiyacım olduğu kadar yakıt doldurmak. Bu bana zor hava koşullarında daha fazla rezerv yakıtla uçma, böylece inişe gelirken yakıt sıkıntısı baskısıyla inişe zorlamak yerine gönül rahatlığıyla pas geçme kararı verebilme serbestliğini tanır diye düşünüyorum. Model en çok yakıt yaktığı uçuş koşulu bu pas geçmeler diyebilirim, iniş takımları ve flaplar aşağıda vaziyette tırmanmak ve tekrar paterne girip bir sonraki yaklaşmaya hazırlanmak normal uçuşa göre çok daha yüksek gazla yapılabiliyor.
Bu haftasonu yapılan uçuşlarda, özellikle dünkü 3 uçuşun ikisinde şiddetli ve darbeli bir yan rüzgarda uçtum, niyetim hem modelin hem de kendi pilotajmının limitlerini görmekti. Hava tahminlerine göre tam piste dik doğrultuda 20*24 km hızla esen ve gustlarda 30 km/saati bulan bir rüzgar vardı. Anemometremi yanıma almayı unuttuğum için rakamsal bir ölçüm yapamadım, ama "kulak memesi hissiyatı" yöntemine göre iniş yaptığım koşullardaki yan rüzgar hızı 15 km/saat civarındaydı ve piste tam dik gelmekteydi. Model ağırlığı ve hızı sayesinde bu rüzgardan aşırı etkilenmediğini gösterdi ve iki iniş de gayet sorunsuz oldu.
Haftasonundaki 5 inişle birlikte kuyruk tekerleğini yamultmadan üst üste toplam 7 iniş yapabilmiş oldum. Şans mı, modele mi alışıyorum gittikçe yoksa her ikisinin kombinasyonu mu bilmiyorum, ama bu seri sonsuza kadar gitmez, o yüzden b ve C planlarını hazırda tutmaya devam ediyorum
Burun tekerleği mevzusu haricinde ufak bir sorun daha var modelle ilgili, o da ana iniş takımı iç kapaklarını kontrol eden servo ve/veya bağlantı çubuklarının zayıf kalıyor olması. Servonun gücü kapakları açmaya ve kapatmaya yetiyor ve ilk inişteki o sıkışma sonrasında başka bir sorun yaşamadım. Ama iniş takımları toplu ve kapaklar kapalıyken, özellike hızlı geçişlerde bu kapaklar aralık oluyor. Yavaş geçişlerde, veya burun yukarı pozisyonlardaki uçuşlarda aynı kapaklar tamamen kapalı oluyor. Yani aslında mekanik olarak kapakların tamamen kapanmasını engelleyen bir durum yok. Benim tahminim, hızlı uçuşlarda gövde içinde artan basınç ile kapakların altındaki yüksek hızlı hava akımının yarattığı düşük basıncın yol açtığı farkın kapaklar üzerinde uyguladığı kuvvet servo ve bağlantı sisteminin gücüne üstün geliyor ve kapaklar aralanıyor. Bunu çözmek için ya servoyu daha güçlü bir servo ile değiştireceğim ya da kapakların arka kısımlarına doğru bir yerlere küçük bir pencere açıp yada "NACA outlet" benzeri bir yapı ekleyip içerdeki havanın buradan kaçmasını sağlayarak kapak üzerindeki kuvveti azaltmaya çalışacağım. İlk bakışta servoyu ve bağlantıları güçlendirmek daha mantıklı gibi görünse de bu sefer tahliye edilemeyen bu fazla basınç başka bir yerlerde başka sorunlara yol açar mı endişesi taşımaktayım, o yüzden denemeye pencere açarak başlamak daha iyi bir seçim olabilir, eğer görsel olarak beni rahatsız etmeyecek büyüklükte bir açıklıkla bu işi çözebilirsem servo değişikliğine hiç gitmeyebilirim bile.
7. uçuş sonrasında pilleri de şarj edip ne kadar tüketim olduğunu kontrol ettim. Fren ve retract pilleri hala 8,2V değerindeydiler, (2S Lipo) onları şarj etmedim bile. Türbin bataryası 1400mAh şarj aldı, alıcı bataryaları da ortalama 1000 mAh şarj aldılar. Bir iki şarj sonrasında pillerin şarj sistematiğini de bir plana oturtabileceğim gibi görünüyor.
15. uçuş sonrasında, yani tahminen önümüzdeki hafta sonrasında, modeli baştan aşağıya detaylı bir incelemeye sokacağım iç kısımlarda herhangi bir "potansiyel" sorun işareti var mı bakacağım. O arada kanatları da yeniden boyamaya alıp, milliyet işaretlerini ve yazıları da eklemeye başlayabilirim sanırım.