ESM Sea Fury
Teşekkürler arkadaşlar.
Mehmet'ciğim ellerine sağlık. Gece videoyu youtube'a yükledim ama sabah kalktığımda uyku sersemliği ile "publish" etmeden bilgisayarı kapatmışım. Şimdi de youtube erişimim yok işyerinden. O nedenle dropbox linki vermek zorunda kaldım.
Eldiven yapı marketlerden alınabiliyor. Çeşit çeşit eldiven var. Bu benzinli motorlar çalıştırırken geri tepebiliyorlar. O zaman da parmağa kötü vuruyorlar. O nedenle ben mutlaka eldiven kullanılması taraftarıyım. Olsa uygun bir starter kullanmak isterim ama 55 cc motor için starter kolay değil.
Flap kullanımına gelince... Öncelikle meraklısına şu adresi öneririm:
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Gerçekten çok yararlı bilgiler mevcut. Uçaklarda flap kullanımının iki temel amacı var. Yaklaşık 15 - 20 derece civarındaki flap sapmaları uçağın stall hızını düşürürler ve böylece son yaklaşmanın daha yavaş yapılabilmesini sağlarlar. Daha fazla sapmalar ise stall hızına daha fazla etki etmeden fren etkisi yaparlar. İşin daha da iyisi şu: Kanadın arkasından geriye çeken bir fren düşünün. Motor da ileriye çekiyor. Yani uçak uzun ekseninde stabilize ediliyor. Rüzgar hamlelerindeki kararlılığı artıyor. Ayrıca çok daha dik bir son yaklaşma yapılabiliyor. Palyede, yer etkisi nedeniyle fazlaca oyalanmadan çöküp iniş mesafesinin kısa olmasını sağlıyor.
Bilinmesi gereken en önemli nokta flapın kanat sanal kordunu değiştirmesi. Yani sanki kanadın flaplı kesimini uçağın gövdesinden ayırıp daha yüksek bir insidens açısı ile monte etmiş gibi oluyoruz. Bu nedenle uçak hücum açısına daha duyarlı hale geliyor ve ilke olarak son yaklaşmada uçağın gövdesinin alt kısmını görmememiz gerekiyor. Bu şu demek: Uçak en fazla yatay ya da biraz burun aşağı bakacak şekilde gelmeli. Uçak burnunu kaldırır biz de karnını görürsek stall riski kapıda demektir.
Flap kullanımı konusunda temel ilkemiz "varsa kullan" şeklindedir. Ancak şu bir gerçek ki 46'lık ve altında kalan boyutta flapın görsellik dışında belirgin bir etkisi yok. Haa bir de uygun olmayan yaklaşma tekniği sonucu burun sürtmesine zemin hazırlar.
60'lık uçaklarda flap en azından kullanımının öğrenilmesi açısından faydalı ama uçuşa etkisi çok belirgin değil. 90'lık ve üzerinde ise bence oldukça yararlı. 50 cc civarındaki bu Sea Fury ise flapsız olarak ancak 200 metrelik bir piste indirilir diye düşünüyorum.
Sea Fury'de flaplar "split flap" şeklinde. Yani kanadın iç kesiminde alttan aşağı açılan parçalar mevcut. Kanadın firar kenarı değişmiyor. Bu tür flaplarda en büyük sorun uçağı aşırı kabartmaları. Ben kumandadan yavaşlatma işlevini kullandım ve bu kabarma çok belirgin değil. Ancak tam flaplı geldiğimde uçağın alçalmaya başlaması için ciddi bir ön elevatör darbesi gerekiyor. Sanırım çok hafif bir flap - elevatör miksi yapacağım. Eski Sea Fury'de kabarma çok belirgindi ve bu miksi kullanıyordum.
Fazla laf kalabalığı oldu. Şöyle bir özet geçelim. Rüzgar altında uçak karşımdan geçerken gazı rölantinin az üzerine kesip ilk kademe flapı koyuyorum ve esas bacağa dönüyorum. Eski uçaklarımda retractlar daha hızlı olduğu için onları esas bacakta açıyordum. Bu Sea Fury'de ciddi derecede yavaş çalıştıkları için daha önceden açmış oluyorum. Son yaklaşmaya dönerken tam flap koyup yavaşça gaz ekliyorum. Bu aşamadan itibaren uçağın çöküşünü izliyorum. Eğer çöküşü istediğim kıvama getirebilmek için fazlaca elevatör çekmem gerekiyorsa bu aslında elevatörü çekmeyip gaz eklemem gerektiğini gösteriyor. Çöküşü gazla denetleyerek piste kadar gelip artık bir metre kadar yükseklikte rölantiye çekip palye ile inişi sağlamaya çalışıyorum.
Son bir not: Gerçek uçuş eğitiminde ciddi bir yan rüzgar varlığında flap kullanmamamız öğütlenirdi. Ancak ben önceki Sea Fury ile yaptığım inişlerde flapın stabilize edici etkisi nedeniyle her türlü yan rüzgarda flaplı gelmeyi tercih ediyorum.
Ek: Sorunun gelişinden, bu inişte flap kullanmadığım gibi bir görüntünün oluştuğunu düşünüyorum. Onu da açıklayayım. Flap koyduğunuzda aerodinamik kaldırma merkezi geriye kayıyor. Bu da göreceli olarak ağırlık merkezinin ileriye kayması gibi etki ediyor ve burun sürtme riski oluşuyor bek tekerli uçaklarda. Her ne kadar bu Sea Fury'nin iniş takımı tasarımı bu konuda çok iyi ise de ben eski Sea Fury alışkanlığı ile yere teker koyar koymaz flapları toplama alışkanlığı edindim. O nedenle dönüp gelirken uçakta flap yokmuş gibi görünüyor ama aslında iniş tam flapla yapıldı.