Alp Arslan bey öncelikle hoş geldiniz. İyi dilekleriniz için de ayrıca teşekkür ederiz.
Tarım teknolojileri konusunda faliyet gösterdiğinizi söylemişsiniz ve malesef bu teknolojinin menşei de hepimizce malum yurt dışı.
Şimdi bu noktada tahminimce sizinde bildiğiniz üzere paranın aslında uçan makinanın mekanik aksamına değilde, üzerlerindeki yazılım ve bu yazılımların yönettiği elektroniğe verildiğidir ve en önemlisi de bu yazılımların modelcilikte kullanılan bazıları gibi open source yani açık kaynaklı olmayışıdır çünkü "TİCARİ" dir.
Yine bu noktadan hareketle, ihtiyaç belirlemek kısmı zaten yazılımsal olarak halledilmiş, ki bu ihtiyaç meselesi sadece bize özgü bir durum da değil, dünyanın tarım yapılan her yerinde küçük farklılıklar ile aynı.
Peki biz ne yapalım ?
Öncelikle bu yazılım meselesini halledelim, bu iş iyi bir yazılımcı grubu + zaman + para demektir ve ucuz olmayacaktır, iyi bir bütçe gerektirir.
Ardından uçan makinanın şekline tipine ve en önemlisi yapacağı işe göre tasarım gerekecek bu da, zaman + para demektir.
Ar-Ge süreci sonunda harcanmış olan bütçe, imalat aşamasına geçip nihai ürün oluşturma sırasında, planlanan üretim adedi üzerine eklenip bir de bu işten kar elde edileceğine göre, kar da eklenince bir de bakıyorsunuz ki, dışarıda 10-15 bin US$ fiyatlarında olan ürünlere yakın bir fiyat çıkıyor ortaya.
Hobi olarak alınan ve kullanılan ürünlerin en iyisi bile bu bahsettiğimiz cihazların işlevsellik olarak yanından bile geçemeyeceği malum. Unutmadan elektronik bileşenlerden hemen hiç birisini Türkiye de malesef üretmiyoruz.
Üretilenlerde ise Örneğin 80 - 100 kg.lık bir endüstriyel servo ihtiyacınız var diyelim, bunu yurt dışından ve de iyi bir markadan alırsanız en iyi şartlarda fiyat 350 - 400 US$ seviyesinde iken, yerli imalat olanını almak isterseniz o da yaklaşık aynı para, hatta daha pahalı. Kullanılacak takip sensörlerinin ise ki bunlar çok çeşitli, ayrıca termal yada yüksek çözünürlükte kamera gibi hem yükseklik algılama hemde rota takibi ve de yapay zeka ile otonom uçuş için kritik olan ekipmanların üretimi de olmadığı gibi bazı kurumlarca Türk Malı diye satılanlar da aslında Türkiye de Montaj edilmiş ürünler ve fiyatları da ilginçtir ki yurt dışından pahalı..
Sadece fikirlerimizi birleştirelim de bir şeyler yapalım durumu var ise;
yanlış anlaşılmasın aklıma gelen bazı soruları dile getirmek isterim.
Bu yapılacak bir şeyleri kim yapacak, siz mi yapacaksınız?
Sonuçta ticari bir girişim olacağına göre fikir sahipleri arkadaşlar nasıl nemalanacak?
Uygun Üretim Tesisiniz var mı?
(Türkiye de İHA imalatı yapabilmek için Tesis Güvenlik belgeniz olmalı ve uygun tesisiniz olmalı)
İHA imalatı yapabilmek için gerekli yeterlilik belgelerini alabilcek ve yeterli sayıda mühendis grubu bünyenizde mi?
(Bu mühendisler Yeni mezun olmayak ve en az 1 adet uçak mühendisi dahil olacak)
ülkemizde insansız olarak uçan her nevi makina İHA sınıfına girmekte ve üretimi bu kıstaslar ile yapılmakta malum.
Yani bu sizin düşündüğünüz iş Hobi maksatlı kullanım için imal edilmiş makinalar ile olamayacağına göre;
örneğin GOBLİN 700 ün (ki kendisi oldukça iyi bir helikopter modelidir) altına 2 tane depo takalım bir tane de pulvarizatör iniş takımlarını da yükselttik mi, oldu size ilaçlama helikopteri. İşte olmuyor malesef.
Aslına bakarsanız Amerikayı yeniden keşfedecek bir durum yok ortada bence.
Dünyada ki örneklerden hareket ile ihtiyaçları karşılayacak bir tasarım ve imalat hepsi bu.
Saygılar, Sevgiler.