Veee, projenin ilk aşaması olan model ve "beyin" tedariği tamamlandı
Yardımcı olan fikirlerini tecrübelerini esirgemeyen herkese sonsuz teşekkürler.
Konu başında belirttiğim Dubai seyahati sırasında oradaki dükkanlara gittim, gittim ama bizim orda oldumuz ilk üç gün onların da resmi tattilleriymiş, dükkanlar kapı duvar
f: neyse yerlerinin öğrendik en azından diyip avunduk...
4. günün gecesinde saat 21:30 sularında ilk dükkana tekrar gidebildim (mağaza saat 22 de kapanıyor) hemen bir 500 DFC pro kaptım, pillerde seçenek kıttı biraz, en uygun olabilecek pil olarak 2200 lük 6S pil aldım bir çift. Belki diğer mağazada daha uygun vardır diyip daha fazla almadım, en kötü bunları hurride paralel bağlar kullanırım dedim.. Sonra kalan vakitte mağazayı dolandım, bir dijital pitch ölçer gördüm, bunu da alayım diyip attım tezgaha, üç beş ıvır zıvır şeyler de aldım. Uçaklarda da istediklerim vardı ama hanım da ikeadan çocuğa yatak alalım demişti, herşeyi sığdıramam, bir de gümrük mevzusu var, riski arttırmayalım diyip uçak almadım (gerçekten karanlık tarafa mı geçiyorum ne
).
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Ertesi gün de ikinci büyük mağazaya uğradım, burada futaba ve msh ürünleri var ve belki daha uygun bir pil bulurum diye umut ediyordum ama nafile. Brain var mı dedim, yok, ikon var dediler. Hey hey
sağolsun biliyoz ya hemen yapıştırdım cevabı, "aynı yahu onlar
" hangisi var diye sorunca da normal olanın BT versiyonu var dediler, ikiletmedim "sar ordan bir tane lütfen"
Buarada daha önce videolarda gördüğüm hirobonun kobrasıyla tigerını da canlı canlı görme şansım oldu, meretler gerçekten BÜYÜK! sanırım yıllardır satamamışlar zaten hala orda yatıyor garibim
sonrasında da etrafa hızlıca bir göz atıp 35cc lik decathlon için bir çift pervane aldım. Tam çıkarken şeytan dürttü sordum Futaba 18SZ var mı diye. Satıcı şu an ellerinde olmadığını ama iki gün sonra yeni parti geleceğini söyledi, fiyatını falan konuştuk o arada, fiyat makul bir de artık malum içinde life pil olduğu için amerikadan tower yollamıyor o yüzden bulursam ve fiyatı makul olursa almak niyetindeydim ama ertesi sabah yola çıkacağım için bana uymaz o dedim çocuğa. Satıcı da "abi sen telefonunu bırak bana ben bi bakayım" dedi bunun üzerine , iyi dedik aldıklarımızı alıp çıktık dükkandan.
Akşam valizleri hazırladım arabaya gümrükte kabak gibi görülmeyecek şekilde yerleştirdim malzemeleri tam işim bitti odaya çıktım saat 20:30 sularında satıcıdan mesaj geldi, abi diğer şubeden bir tane kumanda buldum istersen getireteyim 22:00 da burda olur dedi, Türküz ya, önce bir kıllandım, yeni mi bu dedim tabiki dedi, A mı H mi dedim (tamam heli de alıyoruz da özde uçakçıyız H kumanda kullanmayız
) "Uçak için abi" diyip kutunun fotoğrafını gönderdi. Dedim tamam getir ben de 21:30 da mağazada olurum... Hanıma dedim ben mağazaya geri gidiyorum kumanda bulmuşlar diye, deli olduğumu bildiği için herhangi bir yorum yapmadı
çocuğu uyandırma da ne yaparsan yap dedi, velhasıl, tekrar mağazaya gittim, kumanda da benden biraz sonra ulaştı, gerçekten kutusunda açılmamış ürün, açtık inceledik pilleri taktık denedik falan gayet güzel meret, tamam dedik aldık gitti. Uçak bütçesini kumandaya kaydırıp onu da aradan çıkarmış olduk. Jeti fikri de böylece ortadan kalkmış oldu, bir adet "futabacıyız ezelden" çıkartması basıp arabamın arkasına yapıştıracağım
Tabi almak yetmiyor, eve geri götürmek de lazım. Arabanın düzenlemesine bir de kumandayı ekleyip vurduk yola. Bize söylenen genellikle içinde aile olan arabalarda camdan içeri şöyle bir bakıp geçirdikleri şeklindeydi. Ama hiç kendimiz tecrübe etmediğimiz için ister istemez bir gerginlik var. Zaten kumandanın da eklenmesiyle masadaki fişlerin değeri de arttı iyice, risk düşük de olsa patlarsa kayıp büyük, yani risk faktörü yüksek, ister istemez bir heyecan var
neyse geldik bizim tarafın girişine, pasaport kontrolünden önce gümrükten geçtiğiniz bir sistem kurmuşlar. Önceki arabalara neler yaptıklarını izliyorum, tam biz geldiğimizde önümüzde 3 araba var, ilk arabadaki herkesi indirdiler, arka koltuk, bagaj herşeyi açıp incelediler, bende kalp atışı 160
ama inenlerin hepsi erkek, hadi dedim belki sırf erkek olduğu içindir, neyse sonradan saldılar arabayı gittiler. Sıradaki araba, içindekileri indirmediler ama bagajı ve kapıları açtılar içeri baktılar, dedim tamam vedalaşalım kumandayla ve helikopterle... Sıradaki araba olan tam önümüzdekinde de aynı tarifeö kapılar bagaj açıldı içeri baktı gümrük memurları falan... Sıra bize geldi, adamla kısa selamlasma faslından sonra adam söyle bir içeri baktı, arabanın arkasına geçti camdan bagaja doğru baktı, sonra tamam dedi bir kağıt verdi elime geçebilirsin dedi. "Bu kağıt ne ola ki?" dedim, "pasaport kontrolündekilere vereceksin" dedi, teşekkürler dedik geçtik gittik. biyandan seviniyorum gümrükten geçtik diye ama biyandan da hala iş bitmedi, kağıt tamamen arapça acaba ne yazıyor, ya üzerinde "bu adamı tutuklayyın arabaya da el koyun yazıyorsa"
neyse, ilerledik 3-5 km sonra pasaport kontrol gişesine geldik, pasaportları ve kağıdı verdim adama, kısa ve standart bir sohbet falan filan adam pasaportlara bastı mührü verdi geri tamam dedi geçebilirsiniz
tam anlamıyla rahatladım çocuklar gibi şen bir şekilde devam ettik yolumuza, bir km falan ya gittik ya gitmedik bir tane daha kontrol noktası, bu ne ola ki acaba derken durduk pencerenin önünde, bu sefer bir asker var içerde. "Pasaport" dedi, verdim pasaportları, evirdi çevirdi baktı baktı, "bişeyler eksik şuraya parket arabayı gel yanıma" dedi, noluyoruz yahu diyerekten arabayı kenara parkedip gittim yanına, pasaportları gösteriyor "giriş mührü yok" diyor, e bastılar az önce orda dedim, o bir pasaporta bakıyor ben bir pasaporta bakıyorum mühür arıyoruz, var bastı biliyorum gördüm ama hangi sayfaya bastı ne bileyim, pasaport zaten yıllanmış içi mühür dolu, tek tek tüm mühürlere bakıp bu değil bu değil bu değil diye diye gidiyoruz. Adam bide dedi "bana şu kağıdı da getirmeniz lazım", gümrükte verilen kağıdı kastediyor, "e onu pasaport kontrolde aldılar" dedim, "yok benim almam lazım onu, bana bul getir mutlaka, şurdan geri dön mühürleri bul kağıdı bul geri gel" diyip geri yolladı beni. Haydaa bu hiç hesapta yoktu, neyse döndük geri, parkettik arabayı ben pasaport kontroldeki memura geri gittim, giderken de giriş mühürlerini buldum pasaporlarda, adam ilk sayfaya basmış
f: gözden kaçmış hep. Neyse gittim memura, yapıştım yakasına kağıdımı ver birader lütfen dedim, ama adam ben sana verdim geri diyor, haydaa bu ne şimdi, pasaportların arasına baktım falan yok, zaten minnacık bişey, kesin kaybettik dedim artık, adama sordum "kaybettiysem ne oluyor, ne yapmam gerek?" adam da "binaya gireceksin, gümrük memurlarına gideceksin, onlar gelip arabanı arayacaklar yeni kağıt verecekler" demez mi, şimdi kalp atışları oldu 180... arabaya geri döndüm, hanıma dedim ya şu kağıdı adam bize geri vermiş, ne pahasına olursa olsun bulmamız lazım. Neyse iki koldan arabaya giriştik ve çok şükür bulduk ceplerden birisinde... Tekrar bizi geri çeviren adama gittik, kağıdı ve pasaportların mühürlü sayfaları açık olacak şekilde uzattım adama, pasaportlara bakmadı bile, kağıdı aldı "hadi geç tamam" dedi... ordan da geçtik gittik, önümüzdeki 10 km boyunca temkinli davranıp hiçbir sevinç gösterisinde bulunmadık ama başka bir kontrol noktasıyla karşılaşmayınca da sanırım bitti macera diyip rahatladım
bu kadar maceradan sonra getirilen önemli olanları birarada bir poz almamak olmazdı dimi
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
trexin dış kutusunu oteldeyken atmıştım zaten, küçük kutuları da bavullara dağıtmıştım ne olur ne olmaz diye. Futaba da kutuları küçültmek konusunda çok başarılı olmuş, vericinin kutusu oldukça küçük boyutlarda, onu dış kabını çıkartıp sırt çantasına tıkıştırabilmiştim, ama dış kabını atmaya elim varmamıştı, koltukların altına falan saklayarak getirdim onu da
geri dönüş eve yerleşme vs gündelik işler telaşesi bitip akşam ufaklık da uyuyunca da hızlıca heliye girişip "ön toplama" yaptım.
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Zaten karmaşık olan pek çok grup fabrikada montelenmiş yaptığım şey biraraya getirmekten ibaret oldu. manueli de önceden defalarca okumuş olmanın sayesine hızlıca biraraya gelip şeklini aldı meret. Merak etmeyin, fabrikada toplanmış şeylerin üzerindeki her bir vidanın sökülüp uygun bir şekilde locktitelanarak yeniden sıkılması gerektiğini biliyorum
Şu an sadece bir "ön montaj" yapıp herşeyin oturduğundan ve doğru yerde kullanıldığından emin olmak istedim. İyi de yapmışım çünkü manuel tam bir felaket... Sıralamalar, kullanılacak vidaların gösterimleri falan evlere şenlik, ilerledikçe vidaların bazılarını söküp yenileriyle değiştirmem gerekti
Forumdaki mekanik montaj videoları ve bilgiler oldukça faydalı, bunu da belirtmeden geçmemek lazım tabiki
İlk kez bir heli topladığım için kafama takılan şeyler de var, üzerlerine çalışıp çözüm bulamazsam yada içime sinmez ise soracağım sonra.
Sabah bizim ufaklık uyanır uyanmaz helikopteri görünce pek bir mutlu oldu, karanlık tarafa genç bir üye geliyor olabilir mi acaba?
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Şu an herifin en çok kullandığı iki cümle: "Dubai'ye gittik trene bindik" (metroyu kastediyor
) ve "Dubai'ye gittik helikopter aldık"
Şimdi meret yeniden ana komponentlere dağıtılıp her bir vida ve parça nihai olarak olması gerektiği gibi yeniden toplanacak. yağlanacaklar yağlanacak, gerekli olanlar loctitelanacak vs vs...
Sonrasında da ikon montajı ve setupları takip edecek.
Bir sonraki adım olarak scale govde için gereken diğer mekanik parçalar ve frame dönüşüm setleri vs edinilecek.
Son aşamada da gövdenin üretimine geçilecek...
Sayın adminim, nasıl devam edelim? bu konuyu burda kapatıp yeni bir başlık mı açalım? Yoksa aynen devam edip ilk sayfaya indeks mi ekleyelim projenin ana aşamalarının başlangıçlarına yönlendirecek şekilde?