Benim gözümde insanlığın yaptığı iki icat trajikomik bir şekilde etkileyicidir. Akla hayale gelmeyecek mühendislik uygulamaları yapılmış ve işin trajikomik kısmı bu uygulamaların alternatiflerinin aslında çok daha basit mühendislik gerektirmesi. BU alternatifler icatların yapıldığı dönemlerde biliniyor olmasına rağmen o dönemin malzeme (çoğu zaman da metalurji) imkanları (imkansızlıkları demeli) nedeniyle uygulanamamış.
Bunlardan birisi antik dönemin su kanalları, malumumuz muhteşem yapılar, özellikle uzun mesafeler katedenlerde pek çok dağ ve vadi geçişleri gerekmekte ve tüm bu geçişler sırasında da kanalın eğiminin korunması şarttır. Bu yapılar heybetli ve etkileyici yapılar, ama bence bunların arkasındaki esas etkileyici mühendislik inşaat değil ölçme mühendisliği, bu kadar mesafede bu kadar hassas ölçümlerle çalışmak, örneğin bir dağı geçerken açılacak tünelde kazmaya iki uçtan birden başlayıp ortada çok az hata ile buluşmak müthiş bir başarı (milattan önceki yıllardan bahsettiğime de dikkat çekerim
) Vadi geçişlerindeki su kemerleri de yapısal olarak çok etkileyicidir hepimizin malumu. Peki bugünün teknolojisinde neden hala su kemerleri yapmıyoruz? Çünkü alternatifi çok daha ekonomik bir yöntem, suyu basınçlı borularla taşımak. Antik Yunanlılar ve Romalılar da basınçlı borular ile su taşımayı biliyorlardı, kurşun levhaları bükerek bu tür boru örnekleri yapmışlar bile, ama yaptıkları bu boruların dayanabildikleri basınçlar oldukça sınırlıydı ve büyük su kanallarının geçmek zorunda olduğu vadi ve dağları geçebilmek için gerekli olan yükseklik (kot) değişimlerindeki basınçlara dayanamıyordu (bugün bile su temini mühendisliğinin temelinde bu basınçların yönetilmesi vardır). Ellerinde etkin su pompalama imkanları da olmadığı için boru hattı boyunca basınç düşürücü (maslak) sistemler uygulayıp ihtiyaç olduğunda tekrar pompa ile suya enerji veremiyorlardı. Kaynaktaki potansiyel enerji dışında bir kaynakları yoktu ve bu enerjiyi şehre kadar yettirmeleri gerekliydi... Bu nispeten daha basit işleri yapamadıkları için çok daha zor şeyleri başararak bugün bizleri etkileyebilecek muhteşemlikte yapıları gerçekleştirdiler
Rotary motorlar da bir bağlamda buna benziyor, 1900lerin başındaki motor teknolojisi sıralı silindirli motorlardan yeterli güç alamayınca (daha doğrusu yeterli güç/ağırlık oranı sağlayamayınca) Mühendislikler bütün sınırlamalarını sorunlarını bile bile bu rotary motorları geliştirip avcı uçaklarında kullanmışlar. Aslında bakınca delilik, hadi krank milini sabitleyelim ve uçağa bağlayalım, silindirler dönsün ve pervaneyi de silindirlere bağlayalım, fikre gel
ama o zamanki alternatiflerine göre çok daha başarılı, ve güç/ağırlık oranı daha yüksek motorlar ortaya çıkmış
Ne zamanki metalurji ve diğer alanlarda teknoloji gelişip daha yüksek devirlere çıkan sabit silindirli motorlar daha güvenilir olmaya başlamış (sıralı ve ya radyal) bu rotary motorlar artık daha iyi güç/ağırlık oranı sağlayamaz hale geldikleri için tarihin sayfalarından silinmişler.
Aslında helikopterci tayfasının birinci dünya savaşı avcı uçaklarına karşı özel bir sempatileri olması lazım, neden derseniz de "gyroskopik precession" der kenara çekilirim