Sumer Yamaner
Moderator
- Katılım
- 17 Eyl 2013
- Mesajlar
- 9,086
- Tepkime puanı
- 23,743
- Yaş
- 62
- Konum
- İstanbul
- Web sitesi
- www.sumeryamaner.com
- İlgi Alanı
- Uçak
Uçak Kanadı Yapımı - Depron
Termal soaring ile ilgili kısıtlı da olsa bir miktar deneyimim var. Onu paylaşayım arzu ederseniz.
Termal uçuş normalde F3J sınıfını oluşturuyor. Bunlar ileri teknolojili, oldukça pahalı, kompozit planörlerle yapılıyor. Takım arkadaşlarının çektiği misina ile belirli bir yüksekliğe çıkılıp ondan sonra termal aranarak belirlenen sürelerde uçulup nokta inişi yapılıyor. Türkiye'de benzer bir uygulamayı 2m sınıfı planörlerle yapıyoruz. Ben de birkaç yarışmada uçtum ve büyük keyif aldım. Bununla ilgili detaylara
Bizdeki 2m yarışmalarında bungee kullanıyoruz. Bungee yanlış hatırlamıyorsam 25 metre 8 mm örgülü lastik ya da "serum lastiği" olarak bilinen lastik ve ucuna eklenmiş 100 m 0.8 - 1.0 mm misinadan oluşuyor. En uçta planöre bağlantı halkası ve bir de paraşüt var. Bungee ile havalanıyoruz, bungee enerjisi biterken "zoom" denilen hareketle ayrılıyoruz ve ayrıldığımız anda kronometre çalışıyor. Hedef tam altı dakika uçmak ve belirlenen yere nokta inişi yapmak. Altı dakikayı aşmamamız da gerekiyor. Tüm bunlar için her bir slotta verilen süre ise 9 dakika. Yani kötü bir çıkışta hemen inip tekrar çıkabiliyorsunuz. Nokta inişi denilince de korkmayın. 15 metre yarıçaplı bir daire içine inmelisiniz. Merkeze ne kadar yakın inerseniz iniş puanınız o kadar yüksek oluyor.
Termal uçuşun pirlerinden biri dünya çapında şampiyonlukları bulunan, halen Mustafa Koç'un ekibinde hem tasarım ve imalat hem de uçuş ve eğitimle ilgilenen sevgili Philip Kolb. Bu insan kelimenin tam anlamıyla termali koklayabilen birisi.
Termal konusu ise şöyle. Sıcak hava gerekmiyor. İlk başta inanamayabilirsiniz ama öyle. Hava kütleleri arasında sıcaklık farkı gerekiyor. Çünkü örneğin 5 derecedeki hava 8 derecedekinden daha ağır. Dolayısıyla bir araya geldiklerinde biri yukarı diğeri aşağı hareket etmek durumunda. İlla kaynayıp buharlaşan bir şey gerekmiyor bizlerin ilk bakışta düşündüğü gibi.
Termalleri şöyle düşünün: Çaydanlıkta su kaynıyor. Buhar üstteki rafın altında damla damla birikiyor. Ama düşmüyor. Eğer siz rafa vurursanız, parmağınızla damlacıklara dokunursanız ya da üflerseniz yerlerinden kopup düşüyorlar. Termalleri de yerde ters duran su damlacıkları olarak düşünün. Rüzgar ile ilerliyorlar ama yerden kopup yükselmeye başlamaları için bir maniaya çarpmaları gerekiyor. Bir ağaç, bir kulübe, bir otomobil vs. Ondan sonra rüzgar yönünde yükselerek ilerliyorlar. Termal planör uçuşlarında işte bu termali yakalayıp içinde kalacak şekilde dönerek yükselmek gerekiyor. Bunu yaparken varyometre vs gibi bir aletin kullanılması yasak. Ama tabii antrenman için kullanılabilir. Yarışmada kullanılamaz. Pilotun planörün tepkilerinden termali anlaması isteniyor ki bu da imkansız değil, deneyime bağlı bir şey. Bulut yapılanması, kuşlar, anlık rüzger değişiklikleri, havadaki diğer planörlerin durumu gibi birçok parametre bu konuda yol gösterici oluyor. Bence inanılmaz keyifli bir uğraş. Çünkü işin içinde bir de zaman kısıtlaması var. Yani diyelim ki çok iyi termaller yakaladınız ama zamanında inişe gelemediniz ya da geldiniz ama enerjinizi bitiriemediğiniz için uçağı kırdınız inişte... Gerçi uçağı kırmak puan kaybına yol açmıyor o da ayrı konu. İniş puanı hesaplanırken uçağın burnunun durduğu yer dikkate alınıyor. Yani uçağı 20 metre ileride yere vurup kırsanız ama burnu kopup yuvarlanarak hedefe 50 cm mesafede kalsa 100 iniş puanınız cepte demektir!
NOT: Çaydanlıktan çıkan buhar ve termal benzetmesi bana ait değil bana bu işleri öğreten sevgili Evren Varol ve Cem Çakırman kardeşlerime aittir. En azından ben onlardan öğrendim.
Termal soaring ile ilgili kısıtlı da olsa bir miktar deneyimim var. Onu paylaşayım arzu ederseniz.
Termal uçuş normalde F3J sınıfını oluşturuyor. Bunlar ileri teknolojili, oldukça pahalı, kompozit planörlerle yapılıyor. Takım arkadaşlarının çektiği misina ile belirli bir yüksekliğe çıkılıp ondan sonra termal aranarak belirlenen sürelerde uçulup nokta inişi yapılıyor. Türkiye'de benzer bir uygulamayı 2m sınıfı planörlerle yapıyoruz. Ben de birkaç yarışmada uçtum ve büyük keyif aldım. Bununla ilgili detaylara
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
adresinden ulaşabilirsiniz.Bizdeki 2m yarışmalarında bungee kullanıyoruz. Bungee yanlış hatırlamıyorsam 25 metre 8 mm örgülü lastik ya da "serum lastiği" olarak bilinen lastik ve ucuna eklenmiş 100 m 0.8 - 1.0 mm misinadan oluşuyor. En uçta planöre bağlantı halkası ve bir de paraşüt var. Bungee ile havalanıyoruz, bungee enerjisi biterken "zoom" denilen hareketle ayrılıyoruz ve ayrıldığımız anda kronometre çalışıyor. Hedef tam altı dakika uçmak ve belirlenen yere nokta inişi yapmak. Altı dakikayı aşmamamız da gerekiyor. Tüm bunlar için her bir slotta verilen süre ise 9 dakika. Yani kötü bir çıkışta hemen inip tekrar çıkabiliyorsunuz. Nokta inişi denilince de korkmayın. 15 metre yarıçaplı bir daire içine inmelisiniz. Merkeze ne kadar yakın inerseniz iniş puanınız o kadar yüksek oluyor.
Termal uçuşun pirlerinden biri dünya çapında şampiyonlukları bulunan, halen Mustafa Koç'un ekibinde hem tasarım ve imalat hem de uçuş ve eğitimle ilgilenen sevgili Philip Kolb. Bu insan kelimenin tam anlamıyla termali koklayabilen birisi.
Termal konusu ise şöyle. Sıcak hava gerekmiyor. İlk başta inanamayabilirsiniz ama öyle. Hava kütleleri arasında sıcaklık farkı gerekiyor. Çünkü örneğin 5 derecedeki hava 8 derecedekinden daha ağır. Dolayısıyla bir araya geldiklerinde biri yukarı diğeri aşağı hareket etmek durumunda. İlla kaynayıp buharlaşan bir şey gerekmiyor bizlerin ilk bakışta düşündüğü gibi.
Termalleri şöyle düşünün: Çaydanlıkta su kaynıyor. Buhar üstteki rafın altında damla damla birikiyor. Ama düşmüyor. Eğer siz rafa vurursanız, parmağınızla damlacıklara dokunursanız ya da üflerseniz yerlerinden kopup düşüyorlar. Termalleri de yerde ters duran su damlacıkları olarak düşünün. Rüzgar ile ilerliyorlar ama yerden kopup yükselmeye başlamaları için bir maniaya çarpmaları gerekiyor. Bir ağaç, bir kulübe, bir otomobil vs. Ondan sonra rüzgar yönünde yükselerek ilerliyorlar. Termal planör uçuşlarında işte bu termali yakalayıp içinde kalacak şekilde dönerek yükselmek gerekiyor. Bunu yaparken varyometre vs gibi bir aletin kullanılması yasak. Ama tabii antrenman için kullanılabilir. Yarışmada kullanılamaz. Pilotun planörün tepkilerinden termali anlaması isteniyor ki bu da imkansız değil, deneyime bağlı bir şey. Bulut yapılanması, kuşlar, anlık rüzger değişiklikleri, havadaki diğer planörlerin durumu gibi birçok parametre bu konuda yol gösterici oluyor. Bence inanılmaz keyifli bir uğraş. Çünkü işin içinde bir de zaman kısıtlaması var. Yani diyelim ki çok iyi termaller yakaladınız ama zamanında inişe gelemediniz ya da geldiniz ama enerjinizi bitiriemediğiniz için uçağı kırdınız inişte... Gerçi uçağı kırmak puan kaybına yol açmıyor o da ayrı konu. İniş puanı hesaplanırken uçağın burnunun durduğu yer dikkate alınıyor. Yani uçağı 20 metre ileride yere vurup kırsanız ama burnu kopup yuvarlanarak hedefe 50 cm mesafede kalsa 100 iniş puanınız cepte demektir!
NOT: Çaydanlıktan çıkan buhar ve termal benzetmesi bana ait değil bana bu işleri öğreten sevgili Evren Varol ve Cem Çakırman kardeşlerime aittir. En azından ben onlardan öğrendim.