Gaui X7 / Eski Canopy'e Veda, Yenisine Merhaba
Bahsi gecen yaygın olarak kullandığımız helikopter firmalarının hepsi cok koklu firmalardır ve bünyelerinde alanları hakkında cok tecrübeli tasarımcılar bulundurmaktadırlar.
buyuzden o kotu bu iyi diyerek marka fanatizmini de hiç desteklemiyorum ve bunun bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
ayrıca azınlıkta kaldığımız su günlerde bazılarımızı da bölüyor bu durum.
kendim bu zamana kadar kullandığım modellerde havada helikopterin mekaniğinden kaynaklanan teknik problem çok sık yaşamasamda , yaşadığım problemler modelden kaynaklanan birer teknik problemler değillerdi
ve yaşayanlarında direkt modeli suçlamalarını da doğru bulmuyorum.
Arada istisnalar olabilir tabiki üretimde bazı serilerde olan hatalar gibi ama bu durumunda genellenmemesinden yanayım sonuç olarak dünyada birçok endüstri devinin başına
bile gelebiliyor böyle problemler ornegin otomotiv firmalari gibi .
Dogukan kardesim oncelikle yazdıklarının bir çoguna katılıyorum özelliklede durumun pilotaja olan etkisi kısmına
ne yani patlayıp catlıcak diye uçmayalım mı zevk meselesi tabiki herkesin gorusu farklı olabilir bu konuda ama buda benim gorusum.
katılmadığım sadece kısmı limitler (oda yanlış anlaşılmasın bildiğim bir gerceği paylaşmak amaçlı yazıyorum)
Unutmayalım ki dunya uzerindeki her makinenin limitleri vardir .
bu gercek, helikopterlerimiz içinde gecerlidir . bu limitlerden kastım omür ve dayanım limitleridir.
helikopterlerimizde kullanılan karbonfiber alüminyum pilastik birde çeşitli çelik aksamlar(genelde civataları) maddelerinden uretilmiş parçalarından
çogu seri bağlamda uçuş için kritik onemler taşıyorlar. Evet karbon aksam için konuşacak olursak omur ve dayanım limitlerinin dışına pek çıkaramıyoruz
vurup kırmadıkca tabi
fakat özellikle metal aksam ve plastik aksam için konuşursak bu durum çok farkli aynı zamanda da çok öznel.
yani;
plastik aksamlar sıcak soguk gorur, yamur camur gorur, yag gorur, çeşitli temizleyici kimyasallar gorur, güneş ışıgı gorur o olur bu olur
cok kısa zamanda dayanımını ve omrunu kaybedebilir ve zamansız bir şekilde işe yaramaz hale gelebilir
ama zaten cok hayati parçalar da artık plastik tercih edilmiyor cok onemi yok diyelim.
asıl sozum (genelde hayati onemi mekaniksel açıdan onlar taşıdığı için)metal aksamlara ozelliklede hard 3D de
malzemelerin omur ve yuk grafiklerinde sırasıyla elastik ve plastik esneme alanları vardır malzemeye binen yuk bu alanların her ikisinden fazla ise malzeme direkt
kırılır. elastik alanda kalırsa nerdeyse sonsuz omur diyebiliriz
ama binen yuk zaman zaman plastik esneme alanına geciyor ise ki en sinsi durum bu işte ozaman çeşitli hesap kitaptan sonra ona bir kırılma omru biçebiliyoruz.
Örnegi ele over speed hareketi için alıyorum yanlış anlaşılmasın sadece açıklaması daha kolay olacak diye
hareketin başlangıcın sonuna dogru helikopterin parcalarına binen yukler ozellikle kafa rotoru için (pal tutucuları pal tutucuları tutan civatalar paller vs...)
git gide artıyor hatta hareketin sonunda ani bir pitch hareketi ile ciddi bir peak yapıyor. bu peak yaptıgı stress değerinin plastik esneme alanına girip girmediğini test edemiyoruz
Giriyor olması da büyük ihtimal.
Özetle bu demek olmuyorki : bir helikopter 100 kere over speed yaptı bişi olmadı dahada bişi olmaz.
101ci seferde o helikopterin patlamıcagının hiçbir garantisi yok hatta gorüşümce patlamaya daha yakın
karbon aksamı cıkardım cunku elastıkten sonra gelen plastik alanı cok dar genelde elestik alanı gecildiğinde bir anda kırılırlar.
oyuzden hareket içinde pallerden çokta korkulmamalı bu zamana kadar dayandıysa bundan sonrada bişi olamazz bence
bunların yanında bir husus ta şu gozlemlediğim yanlışlardan biri
modeli toplarken sıkılan civataların dogru tork oranlarından cogu zaman fazla sıkılıyor olması
buradakı kastım yalama etmek değil. o fazla sıkılan civatalarında yuk taşıma ve omur durumu yukarda bahsettiğimle aynı
fazla sıkılan civatanın zaten neredeyse plastik esneme sınırana kardar sıkıldıktan sonra üzerine binen dinamik yukler
zamanla civatalarımızı kırabiliyor olması. tabiki elimizde tork sınırlamalı allen takımlarımız yok bu iş için ama
bu konudada tavsiyem sıkılan vidanın görevi icabıyla doğru locktite cinsini kullanılması ve bilen bilir ama bilmeyende olabilir diye soyluyorum civataların başlarında
6.8, 8.8, 10.9, 12.9 gibi sayılar yazar bunlar cıvatanın dayanım standartlarını belirler.
özellikle yuke binen yerlerde
bunlardan dayanımı fazla olan 12.9 yazanlarının tercih edilmesidir . bazen kitleri toplarken farkında olmadan aynı boyutta diye
cıvataları farklı kombinasyonlarla sıkıbiliyoruz ama civata fiyatlarının farklı oldugu için kitlerde farklı yerlerde
farklı standartlarda civatalar kullanılıyor gozden kacırmamamız lazım.
farketmeden fazla uzatmışım bayada bi konu dışı kalmısım şimdi farkettim
ama inşallah bilgilendirici olmuştur