İlkokul 3 müfredatında vardı sanırım, epey zaman geçti.
Sen nasıl biryerde yaşıyorsun abi.
O zamanlar ıspanakta da saf demirden daha çok demir olduğunu yazıyordu kitaplar
Buradan iş teklifi aldığımda ve görüşme sürecinde ülke hakkında detaylı araştırmalar yaparken iklim ile ilgili şu ifadeye denk geldim: "Muscatta iki mevsim vardır, yaz ve cehennem!" bence burası için söylenmiş en doğru söz bu
Ülkeye ilk ayak basışım 29 temmuzu 30 temmuza bağlayan gece, saat 2 sularıda oldu (geceyarısı olduğunu bir kez daha hatırlatayım). O zamanlar Muskat havalimanı hala eski terminalini kullanıyor, yani körük falan hak getire, uçaktan merdivenle inip otobüsle terminal binasına geçiyorsunuz. Uçağın kapısına ulaştım, merdivenin platformuna ayak basmamla birlikte bir sıcak vurdu ne olduğunu şaşırdım. Malum ilkokul bilgisi bende de var, "gecenin ortasındayız, serin olmalı hava, o zaman bu sıcaklık nereden geliyor? kesin yakınlarda parketmiş başka bir uçak var ve motoru çalışır durumda, onun sıcak havasıolmalı bu" şöyle uyku sersemi gözlerle bir etrafıma bakındım, yakında motoru çalışan bir uçak falan yok... Çalışan fırının kapağını açmışçasına yüzüme vuran o sıcak havanın aslında şehrin doğal havası olduğunu idrak etmem birkaç saniyemi aldı, bu bilgiyi sindirmek ise çok daha uzun sürdü
Adam resmen fırında yaşıyor
veya yaşamaya çalışıyor
Nisan-haziran arası fırın, sıcak, çok sıcak, ama kuru... Sanki devasa bir fön makinası yüzünüzed oğrututuluyor gibi.
Ama Temmuz,Eylül arası da sauna
saunada bile bu kadar çok nem olmayabilir hatta
Ben de sana karşı boş değilim