- Katılım
- 30 Kas 2014
- Mesajlar
- 4,656
- Tepkime puanı
- 20,078
- Yaş
- 47
- Konum
- Wallingford / İngiltere
- İlgi Alanı
- Uçak
İkinci dünya savaşı boyunca, tarafların eline çeşitli yollarla düşmana ait uçaklar geçmiştir. Doğal olarak ele geçen bu uçaklar hemen uzmanlar tarafından incelenip barındırdıkları teknolojiler öğrenilmeye çalışılmakta, edinilen bilgilerle de eğer imkan varsa kendi teknolojilerini geliştirmekte iyileştirmekteydi.
Bu tür teknolojik incelemelere ilave olarak bu uçaklar taktiksel denemelere de tabi tutuluyorlardı. Bu denemelerde tecrübeli avcı pilotları bu uçakları uçurarak performanslarını değerlendirip, zayıf ve güçlü yanlarını belirliyorlar, kendi hava kuvvetlerinin avcı pilotlarının bu düşman uçağına karşı başarılı olabilmesi için gerekli taktikleri ortaya koyuyorlardı. Hatta bu tür değerlendirmeler, taktik geliştirme, egitim ve bazen de ele geçirilen uçaklarla yapılan özel gizli görevleri gerçekleştiren özel filolar da bulunmakta idi.
Ele geçirilen uçaklar bazen diğer muharip filolar arasında dolaştırılıp avcı uçağı pilotlarının gerçekten bu uçağa karşı uçarak eğitim yapması da sağlanırdı. Pek tabiiki, bir düşman uçağının dost topraklar üzerinde uçarken uçaksavar veya diğer avcı uçakları tarafından vurulmalarının önüne geçmek için bu uçaklar genellikle belirgin bir şekilde boyanır ve ele geçiren ülkenin hava kuvvetlerinin forslarını taşırdı. (Özel gizli görevlere giden uçaklar hariç)
İşte bu plastik maketle de bunun bir örneğini sunmaktayım. Karşınızda bir Amerikan efsanesi olan P-51B Mustang uçağının Luftwaffe (Alman hava kuvvetleri) elindeki hali!
Tarihsel açıdan enteresan ve sıradışı olmakla birlikte modelcilik teknikleri açısından pek de başarılı bir model diyemem. Ancak bu maketin kendisinin de enteresan bir hikayesi var
Muscat’a ilk geldiğimiz sene olan 2015 yılında, henüz burada RC uçuş yapıp yapamayacağımı bilemezken en azından birşeylerle uğraşmış olayım diye 3-4 plastik maket ve temel bazı alet edevatları, boyaları vs getirmiştim. Bu maketler arasında Revell’in 1/72 ölçekli P-51B mustang modeli de vardı. Uzun zamandır aklımda bir Luftwaffe Mustang’i yapmak vardı, kısmet bu maketeymiş.
Maketin yapımına başladım, önceleri herşey güllük gülistanlık gidiyordu. Sonra ilk problemle karşılaştım, spinner kayıp! Ara tara yok ortada. O zamanlar daha atolye falan hakgetire, bir plastik masa ve sandalye, iki-üç kutu, yani parçanın biyerlere kaçıp kaybolma ihtimali yok, ama kendisi de yok! E spinnersız mustang birşeye benzemez, mecbur kendimiz yapacağız bir spinner diyip ne hikmetse yanımda getirdiğim tamiya epoksi macunu kullanarak kabaca bir şekil elde edip sonradan o mereti günlerce zımparayla şekillendirip P-51 spinner profiline kavuşturdum. O zamanlar tornayı da halen getirmemiştim, herşeyi elde yaptım...
Spinnerın sıfırdan yapılmasını takiben modelin boyamasına geçtim, metalik boyama her zaman zor ve sıkıntılıdır, ama eski dostum Alclad boyalar sayesinde bu aşama da güzelce halloldu. Kuyruk ve alt yüzeyler de RLM04 sarî rengine boyandılar. Geldik sulu çıkartma aşamasına. Elimde bu uçağın işaretlerini kapsayan hazır bir çıkartma seti yoktu, o yüzden de baştan beri kendi çıkartmalarımı basmak niyetindeydim, öyle de yaptım, milliyet işaretleri ve çağrı kodunu bilgisayarımda oluşturup özel decal kağıdına bastım. Şeffaf kağıda basılanlar sorunsuz bir şekilde modele uygulandılar, ama beyaz kağıda basılanlar tam fiyasko, çıkartma bir türlü taşıyıcı kağıttan ayrılmıyor! Tekrar tekrar yeni baskılar yapıp denedim, en sonunda farkettim ki elimdeki kağıt problemli. Yeni kağıt siparişi etmektense elimdekilerle yapabildiğimin en iyisini yapayım diyerek en düzgün çıkan çıkartmalarla devam ettim. O arada farkettim ki bu beyaz kağıt aynı zamanda çok fazla kalın! En baştan çıkartma yapmak yerine maske kesip boyama yapsam çok daha iyi olurmuş ama üstüste gelen aksiliklerle gaz kaçağı had safhada, her an maket rafa kalkabilir, daha kötüsü anlık bir cinnet sonucu çöpü boylayabilir! Olduğu kadar diyip devam ettim.
Çıkartmaları normal olarak parlak vernik uygulaması takip etti, sonrasında da hafif bir eskitme, panel çizgilerini belirginleştirme falan. En son adım olarak pilotun önündeki parlama önleyici mat boyalı alana gelmişti sıra. Bu alanı boyarken yaptîğım bir salak hata nedeniyle maskeleri sökünce kokpitin her iki tarafına da boya kaçtığını farketmek bardağı taşıran damla oldu ve maket rafa kalktı (Metalik boyada rotuş yapmak epey eziyettir).
Geçen 4.5 sene içerisinde birkaç kez bu maketi elime alıp hadi şunu bitireyim dediğim oldu, ama çıkartmalar ve verniğin zaman içinde enteresan bir etkileşime girip bir nevi buruş buruş bir yüzey oluşturduklarını görünce “kim uğraşacak bunla” diyip geri bıraktım elimden hep. Bunca zaman boyunca garibim maketin başına gelmeyen de kalmadı ayrıca, defalarca biyerlerden düştü veya üzerine birşeyler düştü! İniş takımları ve pervane palleri kaç kere kırılıp geri yerlerine yapıştırıldılar sayamadım!
En son iki gün önce rafta kuzu kuzu yatan bu model gözüme ilişti, hadi artık şu garibanın acılarına bir son vereyim, bitirip dertlerinden kurtarayım dedim önce sorunlu çıkartmalardan birinin üzerlerini 600 ve 1000 numara zımparalarla zımparalayıp problemli vernik tabakasını uçurdum, baktım fena olmuyor, diğer çıkartmalarla devam ettim, hatta iyice gaza geldim ve kanat üstündeki çıkartmalara rotuş boyası ile takviye yaptım (renkleri de bir garip olmuştu). Aslında hazır girişmişken plastiğe kadar inip çıkartmaları tamamen sökmek ve en baştan boyamak daha iyi olurdu ama o kadarına cesaret edemedim açıkçası.
Sorunlu çıkartmalar biraz olsun düzeltilince modeli vernikleyip eskitmeye geçtim ve epey de ağır bir eskitme/kirletme uyguladım (muhtemelen tarihsel gerçekliğe aykırı da oldu). Bu arada yine modelin başına aksilikler gelmeye devam etti tabi, iniş takımları, kapakları, pervaneler tekrar tekrar kırıldılar ve geri yerlerine yapıştırıldılar. Velhasıl en nihayetinde bugün, uygulandıktan yaklaşık 4.5 yıl sonra kanopideki maskeler söküldüler! Eğrisiyle doğrusuyla bir maket daha bitmiş oldu. Hem de başına gelenlerin pişmiş tavuğun başına gelmediği bir maket... Eh, gerçeği de Almanların eline düşmüş daha ne beklenirdi ki
Bu tür teknolojik incelemelere ilave olarak bu uçaklar taktiksel denemelere de tabi tutuluyorlardı. Bu denemelerde tecrübeli avcı pilotları bu uçakları uçurarak performanslarını değerlendirip, zayıf ve güçlü yanlarını belirliyorlar, kendi hava kuvvetlerinin avcı pilotlarının bu düşman uçağına karşı başarılı olabilmesi için gerekli taktikleri ortaya koyuyorlardı. Hatta bu tür değerlendirmeler, taktik geliştirme, egitim ve bazen de ele geçirilen uçaklarla yapılan özel gizli görevleri gerçekleştiren özel filolar da bulunmakta idi.
Ele geçirilen uçaklar bazen diğer muharip filolar arasında dolaştırılıp avcı uçağı pilotlarının gerçekten bu uçağa karşı uçarak eğitim yapması da sağlanırdı. Pek tabiiki, bir düşman uçağının dost topraklar üzerinde uçarken uçaksavar veya diğer avcı uçakları tarafından vurulmalarının önüne geçmek için bu uçaklar genellikle belirgin bir şekilde boyanır ve ele geçiren ülkenin hava kuvvetlerinin forslarını taşırdı. (Özel gizli görevlere giden uçaklar hariç)
İşte bu plastik maketle de bunun bir örneğini sunmaktayım. Karşınızda bir Amerikan efsanesi olan P-51B Mustang uçağının Luftwaffe (Alman hava kuvvetleri) elindeki hali!
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Tarihsel açıdan enteresan ve sıradışı olmakla birlikte modelcilik teknikleri açısından pek de başarılı bir model diyemem. Ancak bu maketin kendisinin de enteresan bir hikayesi var
Muscat’a ilk geldiğimiz sene olan 2015 yılında, henüz burada RC uçuş yapıp yapamayacağımı bilemezken en azından birşeylerle uğraşmış olayım diye 3-4 plastik maket ve temel bazı alet edevatları, boyaları vs getirmiştim. Bu maketler arasında Revell’in 1/72 ölçekli P-51B mustang modeli de vardı. Uzun zamandır aklımda bir Luftwaffe Mustang’i yapmak vardı, kısmet bu maketeymiş.
Maketin yapımına başladım, önceleri herşey güllük gülistanlık gidiyordu. Sonra ilk problemle karşılaştım, spinner kayıp! Ara tara yok ortada. O zamanlar daha atolye falan hakgetire, bir plastik masa ve sandalye, iki-üç kutu, yani parçanın biyerlere kaçıp kaybolma ihtimali yok, ama kendisi de yok! E spinnersız mustang birşeye benzemez, mecbur kendimiz yapacağız bir spinner diyip ne hikmetse yanımda getirdiğim tamiya epoksi macunu kullanarak kabaca bir şekil elde edip sonradan o mereti günlerce zımparayla şekillendirip P-51 spinner profiline kavuşturdum. O zamanlar tornayı da halen getirmemiştim, herşeyi elde yaptım...
Spinnerın sıfırdan yapılmasını takiben modelin boyamasına geçtim, metalik boyama her zaman zor ve sıkıntılıdır, ama eski dostum Alclad boyalar sayesinde bu aşama da güzelce halloldu. Kuyruk ve alt yüzeyler de RLM04 sarî rengine boyandılar. Geldik sulu çıkartma aşamasına. Elimde bu uçağın işaretlerini kapsayan hazır bir çıkartma seti yoktu, o yüzden de baştan beri kendi çıkartmalarımı basmak niyetindeydim, öyle de yaptım, milliyet işaretleri ve çağrı kodunu bilgisayarımda oluşturup özel decal kağıdına bastım. Şeffaf kağıda basılanlar sorunsuz bir şekilde modele uygulandılar, ama beyaz kağıda basılanlar tam fiyasko, çıkartma bir türlü taşıyıcı kağıttan ayrılmıyor! Tekrar tekrar yeni baskılar yapıp denedim, en sonunda farkettim ki elimdeki kağıt problemli. Yeni kağıt siparişi etmektense elimdekilerle yapabildiğimin en iyisini yapayım diyerek en düzgün çıkan çıkartmalarla devam ettim. O arada farkettim ki bu beyaz kağıt aynı zamanda çok fazla kalın! En baştan çıkartma yapmak yerine maske kesip boyama yapsam çok daha iyi olurmuş ama üstüste gelen aksiliklerle gaz kaçağı had safhada, her an maket rafa kalkabilir, daha kötüsü anlık bir cinnet sonucu çöpü boylayabilir! Olduğu kadar diyip devam ettim.
Çıkartmaları normal olarak parlak vernik uygulaması takip etti, sonrasında da hafif bir eskitme, panel çizgilerini belirginleştirme falan. En son adım olarak pilotun önündeki parlama önleyici mat boyalı alana gelmişti sıra. Bu alanı boyarken yaptîğım bir salak hata nedeniyle maskeleri sökünce kokpitin her iki tarafına da boya kaçtığını farketmek bardağı taşıran damla oldu ve maket rafa kalktı (Metalik boyada rotuş yapmak epey eziyettir).
Geçen 4.5 sene içerisinde birkaç kez bu maketi elime alıp hadi şunu bitireyim dediğim oldu, ama çıkartmalar ve verniğin zaman içinde enteresan bir etkileşime girip bir nevi buruş buruş bir yüzey oluşturduklarını görünce “kim uğraşacak bunla” diyip geri bıraktım elimden hep. Bunca zaman boyunca garibim maketin başına gelmeyen de kalmadı ayrıca, defalarca biyerlerden düştü veya üzerine birşeyler düştü! İniş takımları ve pervane palleri kaç kere kırılıp geri yerlerine yapıştırıldılar sayamadım!
En son iki gün önce rafta kuzu kuzu yatan bu model gözüme ilişti, hadi artık şu garibanın acılarına bir son vereyim, bitirip dertlerinden kurtarayım dedim önce sorunlu çıkartmalardan birinin üzerlerini 600 ve 1000 numara zımparalarla zımparalayıp problemli vernik tabakasını uçurdum, baktım fena olmuyor, diğer çıkartmalarla devam ettim, hatta iyice gaza geldim ve kanat üstündeki çıkartmalara rotuş boyası ile takviye yaptım (renkleri de bir garip olmuştu). Aslında hazır girişmişken plastiğe kadar inip çıkartmaları tamamen sökmek ve en baştan boyamak daha iyi olurdu ama o kadarına cesaret edemedim açıkçası.
Sorunlu çıkartmalar biraz olsun düzeltilince modeli vernikleyip eskitmeye geçtim ve epey de ağır bir eskitme/kirletme uyguladım (muhtemelen tarihsel gerçekliğe aykırı da oldu). Bu arada yine modelin başına aksilikler gelmeye devam etti tabi, iniş takımları, kapakları, pervaneler tekrar tekrar kırıldılar ve geri yerlerine yapıştırıldılar. Velhasıl en nihayetinde bugün, uygulandıktan yaklaşık 4.5 yıl sonra kanopideki maskeler söküldüler! Eğrisiyle doğrusuyla bir maket daha bitmiş oldu. Hem de başına gelenlerin pişmiş tavuğun başına gelmediği bir maket... Eh, gerçeği de Almanların eline düşmüş daha ne beklenirdi ki