blackbird plane 1969
SR-71 Black Bird çok etkileyici bir uçaktır.
Ama başarısız olduğunu kim söylemiş o şaşırtıcı... Uçağın tasarım amacı hiçbir avcı uçağı yada yerden havaya fırlatılan hava savunma roketleri tarafından yakalanamayacak kadar yüksekte ve hızlı uçmaktı, görev süresi boyunca tek bir uçak bile "düşman" etkisi ile kaybedilmedi. Yani sonuç olarak gayet başarılı oldu.
Radara yakalanmadığı da doğru değil, sadece radar kesit alanını olabildiğince düşürecek bir tasarım hedeflenip uygulandı. Boyutuna göre radar enkesit alanı çok küçük bir uçak, ama radara yakalanmıyor değil. Radarda görülmüş olması bir işe yaramıyor, zira uçak o kadar yüksekte ve hızlı ki, radar uçağa kilitlenip füzeyi ateşlediğinde uçak çoktan menzil dışına çıkmış oluyordu. Bir şekilde halen menzildeyken ateşlenebilse bile füze uçağın yüksekliğine ve hızına ulaştığında çoktan yakıtı bitmiş oluyordu... Önleme uçaklarının zaten o yüksekliğe çıkma şansı dahi olmuyordu...
Genel yapımından operasyonuna pek çok enteresan hikayesi olan bir uçaktır aynı zamanda. Hepsini anlatacak vakit olmaz ama bence en trajikomik (Sovyetler için) hikaye yapımındaki malzemenin (titanyum) Rusyadan getirilmiş olmasıdır.
Tasarımla ilgili bir enteresan şey de, uçağın yerdeyken kevgir gibi yakıt kaçırmasıdır. Uçak görev sırasında çok yüksek hızlarda uçtuğu için hava sürtünmesi nedeniyle yüzeyi ciddi olarak ısınıyordu, haliyle bu ısınma sonucunda da tüm metal yüzeyler genleşiyordu. Bu genleşmeyi tolere edebilmek için uçaktaki pek çok yüzeyde (yakıt depoları dahil) boşluklar bırakılmıştı, bu boşluklar nedeniyle de henüz uçak yerde ve soğukken yakıt kaçırıyordu
Ne zaman ki uçak kalkıp hızlanıp yüzeyi ısınıp plakalar genleşir, o zaman sızmalar da dururmuş...
Uçağın çok yüksekte ve hızlı uçması ile ilgili olarak da iki komik hikaye özetleyeyim.
Malum bu uçaklar eğitim için Amerikanın kendi üzerinde de uçuruluyorlardı. Amerikan hava sahası sisteminde 18.000 feetten (Flight level- FL180) 60.000 feete ((FL600) kadar olan hava sahası "Class A" hava sahası olarak tanımlıdır ve kontrollü hava sahasıdır. Yani bu hava sahasına girecek olan her uçağın o bölgeye bakan trafik kontrol merkezinden izin alması şarttır. Normal yolcu uçaklarının yada özel jetlerin de kabaca maksimum 40binli irtifalara çıkabildiklerini hatırlatalım, yani aslında 60000 feet pratikte imkansız gibi birşey. Bu ön bilgiden sonra hikayeye geçelim
Los Angeles bölgesindeki trafik kontrol birimi (LA Central) bir uçaktan FL600 için izin talebi alır, kontrolör ise biraz da alaycı bir ifadeyle, "o yüksekliğe çıkmayı nasıl planlıyorsunuz?" diye sorar, gelen cevap ise, "çıkmayacağız, ineceğiz!" şeklindedir
Zira kontrollü hava sahasına girmek için izin isteyen o sırada 80000 feette uçan bir SR-71dir...
İkinci hikaye de bir SR-71 pilotunun anılarından alıntıdır. ama önce ben yine araya birkaç bilgi ekleyeyim. Eski zamanlarda genel havacılık uçaklarında GPS yok iken uçuş sırasında uçağın yer hızını tam olarak bilmenin en kolay yolu (tabi eğer kontrollü hava sahasındaysanız) trafik kontrolorlerine sormaktı (Nadiren de olsa halen uygulanır, tüm uçaklarda GPS yok hala) Trafik kontroloru de radardan sizin hızınızı okur (radar yerde sabit olduğu için zaten sadece yer hızınızı görüyordur) ve geri rapor eder, boylece pilot navigasyonu için kritik olan yer hızı bilgisine ulaşmış olur. Şimdi hikayeye gelelim, bu emekli SR-71 pilotunun eğitimlerinin son aşamaları, Arizonadan Californiyaya doğru seyir halindeler, bir sonraki kontrol alanları olan LA center kanalındaki konuşmalarını dinliyorlar. Once ufak bir cessna pilotu yer hızı okuması istiyor kontrolorden, cevap geliyor, "sizi 90knot yer hızıyla görüyorum". Cessnadan bir süre sonra çift motorlu bir uçak hız bilgisi talep ediyor, kontrolorler ona da 125 knot hızında olduğunu rapor ediyorlar. Tam bunun uzerine de bir donanma F-18i frekansa girip kontrolörden hız bilgisi istiyor. SR-71 pilotu anında bunun diğer pilotlarla dalga geçip "sizinki de hız mı, hız dediğin böyle olur işte" demek için yaptığını anlıyor, zira adamın F-18inde yer hızını görebileceği ekipmanları var, kontrolöre sormasına gerek yok. Herneyse, kontrolör cevap veriyor, "sizi 620 knot ile görüyoruz". SR-71 pilotu bunu o donanma pilotunu ezmek ve belki de "cezalandırmak" için bir fırsat olarak görür ama telsiz konuşmaları normalde arkadaki "sistem operatörü"nün işidir, ama neyse ki arkadaki de aynı durumu farkedip donanma pilotuna "kıl" olmuştur ve hemen frekansa girerek kontrolorden yer hızı bilgisi ister. Kontrolor de gayet sakin bir sesle, sizi 1842 kontta görmekteyiz der. SR-71 ise teşekkür edip ekler, "bizim cihazlarımıza göre 1900 civarındayız"
LA center da, "anlaşıldı, sizin ekipmanınız bizimkinden daha doğrudur mutlaka, iyi uçuşlar" diyerek konuşmayı kapatır. O anda o F-18 pilotunun ne hissettiğini hep merak etmişimdir