- Katılım
- 17 Eyl 2013
- Mesajlar
- 9,103
- Tepkime puanı
- 23,769
- Yaş
- 62
- Konum
- İstanbul
- Web sitesi
- www.sumeryamaner.com
- İlgi Alanı
- Uçak
Becerebildiğim kadarıyla bir şeyler anlatmaya çalışayım ama benim söyleyeceklerim doğrudan konuyla alakalı olmayabilir.
Dayanak olarak Ali Haydar kardeşimin şu sorusundan yola çıkalım: "Acaba bizim esclerimiz amper çekme noktasında yeterince güçlü değil mi?"
Bizim ESC'lerimiz akım çekmezler. Bu konsepti içselleştirebilirsek birçok elektrikli sistemi daha iyi kavrarız. Aslında bir elektrik devresinde “akım çekmek” diye bir şey yoktur. Akım oluşan bir şeydir.
Akım nedir? Bir iletkenden birim zamanda akan elektriksel yük miktarıdır. Bunu suyun debisi olarak düşünebiliriz. Peki akım nasıl akar? Akımın akması için bir elektriksel potansiyel farkı gerekir. Biz buna gerilim diyoruz. Voltaj da denebilir ama ben gerilim sözcüğünü tercih ediyorum. Bir elektriksel potansiyel farkını bir iletkenle birleştirirsek elektrik akımı ortaya çıkar. Peki bu akımın büyüklüğünü ne belirler? Devrenin toplam direnci!
Akım = Gerilim / Direnç
Bunu farklı şekillerde de yazabiliriz:
Gerilim = Akım * Direnç
Direnç = Gerilim / Akım
Normalde bizim ESC'ler doğru akımla çalışmıyorlar. Yani girişleri doğru akım ama çıkışları alternatif akım. Ama anlatım kolaylığı açısından biz doğru akımdan devam edelim. Alternatif akımda değişen tek şey direncin yerine empedansın geçmesidir. Kafa karıştırmaya gerek yok.
Şimdi, bir devredeki akımın ne ile belirlendiğini gördük. Bunu belirleyen parametrelerden birisi gerilim diğeri toplam direnç. Bir doğru akım motoru düşünelim. Bir Lipo. Bir de arada bir fırçalı ESC. Lipo'dan çıkıp, ESC'den geçip motora gidip oradan geri dönen bir yolumuz var. Buradaki dirençler Lipo'nun iç direnci, motor sargısının direnci, ESC'nin içinde oluşan direnç. ESC kendi direncini değiştirerek akımı ve dolayısıyla motor gücünü kontrol edecek. Akımı Lipo verecek, motor çekecek. ESC akım çek(e)meyecek! ESC akımı çeken bir vantuz değil.
Tabii doğru akım motorunda işler bu kadar basit değil. Bu anlattığım şey ilk harekete geçişte geçerli. Motor dönmeye başladığında sargılarında ters bir gerilim oluşur. Buna "zıt elektromotor kuvvet" deriz. İşte bu zıt yönde oluşan gerilim Lipo’nun gerilimine karşı koyarak efektif gerilimin düşmesine sebep olacak. Yani ilk hareket sonrası yukarıda anlatılan dirençler değişmese bile gerilim değiştiği için akım azalacak. Motor boşta ve yüksek hızda dönerse oluşan ters gerilim o kadar fazla olacak ki motordan çok az akım geçecek. Motor yüke binip yavaşladıkça bu ters gerilim azalacağı için akım artacak. İşte ESC de bizim komutumuza göre kendi direncini değiştirerek motorun akımını ve bunun sonucunda gücünü kontrol edecek.
Akım çekme kavramına geri dönecek olursak, elektronikte sabit akım devreleri vardır. Bunlar örneğin LED’lerin sürülmesinde çok değerlidirler. Bu tür devrelerin “akım çekmesi”’nden söz edilebilir. Aslında bunlar da bağlı olan yükten geçecek akım ayarlanan seviyede olacak şekilde çıkış gerilimlerini değiştirirler. Kısaca “akım çekmezler”, akımı kontrol ederler. Bizim ESC’ler ise sadece akımı “anahtarlama” işlevi görürler. Bunu yaparken, çıkışlarındaki MOSFET’lerin iç dirençleri milliohm düzeyinde kaldığı için sistemde neredeyse yok gibidirler. Şeffaftırlar. Ama “akım çek(e)mezler.
Son olarak, “Sonuçta bu piller normalde 100a vermek için fırsat kollamıyorlar”. Buna katılmıyorum. Pekala bu fırsatı kolluyorlar. Uçlarını kısa devre ettiğimizde bunu net olarak görebiliyoruz. İç direnci 6*5 (30) mohm olan 6S Lipo düşünelim. Tam dolu. Yani 25.2 V var uçlarında. Kısa devre ettiğimizde 25.2V / 0.030 ohm = 840 Amper akım verir. Tabi daha ilk saniyede hücreleri birleştiren metal tablar erir o ayrı konu.
Sanırım yeterince kafa ütüledim...
Dayanak olarak Ali Haydar kardeşimin şu sorusundan yola çıkalım: "Acaba bizim esclerimiz amper çekme noktasında yeterince güçlü değil mi?"
Bizim ESC'lerimiz akım çekmezler. Bu konsepti içselleştirebilirsek birçok elektrikli sistemi daha iyi kavrarız. Aslında bir elektrik devresinde “akım çekmek” diye bir şey yoktur. Akım oluşan bir şeydir.
Akım nedir? Bir iletkenden birim zamanda akan elektriksel yük miktarıdır. Bunu suyun debisi olarak düşünebiliriz. Peki akım nasıl akar? Akımın akması için bir elektriksel potansiyel farkı gerekir. Biz buna gerilim diyoruz. Voltaj da denebilir ama ben gerilim sözcüğünü tercih ediyorum. Bir elektriksel potansiyel farkını bir iletkenle birleştirirsek elektrik akımı ortaya çıkar. Peki bu akımın büyüklüğünü ne belirler? Devrenin toplam direnci!
Akım = Gerilim / Direnç
Bunu farklı şekillerde de yazabiliriz:
Gerilim = Akım * Direnç
Direnç = Gerilim / Akım
Normalde bizim ESC'ler doğru akımla çalışmıyorlar. Yani girişleri doğru akım ama çıkışları alternatif akım. Ama anlatım kolaylığı açısından biz doğru akımdan devam edelim. Alternatif akımda değişen tek şey direncin yerine empedansın geçmesidir. Kafa karıştırmaya gerek yok.
Şimdi, bir devredeki akımın ne ile belirlendiğini gördük. Bunu belirleyen parametrelerden birisi gerilim diğeri toplam direnç. Bir doğru akım motoru düşünelim. Bir Lipo. Bir de arada bir fırçalı ESC. Lipo'dan çıkıp, ESC'den geçip motora gidip oradan geri dönen bir yolumuz var. Buradaki dirençler Lipo'nun iç direnci, motor sargısının direnci, ESC'nin içinde oluşan direnç. ESC kendi direncini değiştirerek akımı ve dolayısıyla motor gücünü kontrol edecek. Akımı Lipo verecek, motor çekecek. ESC akım çek(e)meyecek! ESC akımı çeken bir vantuz değil.
Tabii doğru akım motorunda işler bu kadar basit değil. Bu anlattığım şey ilk harekete geçişte geçerli. Motor dönmeye başladığında sargılarında ters bir gerilim oluşur. Buna "zıt elektromotor kuvvet" deriz. İşte bu zıt yönde oluşan gerilim Lipo’nun gerilimine karşı koyarak efektif gerilimin düşmesine sebep olacak. Yani ilk hareket sonrası yukarıda anlatılan dirençler değişmese bile gerilim değiştiği için akım azalacak. Motor boşta ve yüksek hızda dönerse oluşan ters gerilim o kadar fazla olacak ki motordan çok az akım geçecek. Motor yüke binip yavaşladıkça bu ters gerilim azalacağı için akım artacak. İşte ESC de bizim komutumuza göre kendi direncini değiştirerek motorun akımını ve bunun sonucunda gücünü kontrol edecek.
Akım çekme kavramına geri dönecek olursak, elektronikte sabit akım devreleri vardır. Bunlar örneğin LED’lerin sürülmesinde çok değerlidirler. Bu tür devrelerin “akım çekmesi”’nden söz edilebilir. Aslında bunlar da bağlı olan yükten geçecek akım ayarlanan seviyede olacak şekilde çıkış gerilimlerini değiştirirler. Kısaca “akım çekmezler”, akımı kontrol ederler. Bizim ESC’ler ise sadece akımı “anahtarlama” işlevi görürler. Bunu yaparken, çıkışlarındaki MOSFET’lerin iç dirençleri milliohm düzeyinde kaldığı için sistemde neredeyse yok gibidirler. Şeffaftırlar. Ama “akım çek(e)mezler.
Son olarak, “Sonuçta bu piller normalde 100a vermek için fırsat kollamıyorlar”. Buna katılmıyorum. Pekala bu fırsatı kolluyorlar. Uçlarını kısa devre ettiğimizde bunu net olarak görebiliyoruz. İç direnci 6*5 (30) mohm olan 6S Lipo düşünelim. Tam dolu. Yani 25.2 V var uçlarında. Kısa devre ettiğimizde 25.2V / 0.030 ohm = 840 Amper akım verir. Tabi daha ilk saniyede hücreleri birleştiren metal tablar erir o ayrı konu.
Sanırım yeterince kafa ütüledim...
YÖNETİM tarafından açılan Konu Bilgilendirmesi
Bu konu YÖNETİM tarafından aşağıdaki mesaj taşınarak açılmıştır.
Konu içindeki mesaj 'Li-ion Pil ile Rc Helikopter ?'
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol